CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu “Türkiye, Suriye’de yeni çatışmaların değil, büyük barışın kurucusu olmaya odaklanmalıdır” dedi.
Suriye’de Türkiye’nin terör örgütü olarak tanımladığı Heyet Tahrir eş-Şam ve beraberindeki grupların 27 Kasım’da Suriye ordusuna başlattığı saldırı 8 Aralık’ta 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesiyle sonuçlandı.
HTŞ, 1 Mart’a kadar görev yapacak ‘geçici bir hükümet’ kurarken, ülkede Suriye Demokrat Güçleri denetiminde olan bölgenin akıbeti merak konusu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Menbic ve çevresindeki bölgede Türkiye ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki ateşkesin haftanın sonuna kadar uzatıldığını duyurmuştu.
Şimdi DSG denetimindeki Kobani’ye (Ayn el Arap) bir operasyon ihtimali konuşulurken, CHP’li Tanrıkulu “Bu kadar yıkımdan, ağır insani bedellerden sonra yeni operasyon, çatışma hiçbir biçimde onarılamaz sonuçlar doğuracaktır ve Türkiye’nin iç barışına da büyük zarar verecektir” diye uyardı.
Tanrıkulu’nun X‘teki açıklaması şöyle:
* Esad ve Baas rejimi düşmüştür. Şu anda Şam’da meşru süreçlerden geçmiş, Suriye halklarının iradesini temsil eden bir rejim yoktur. Geçici bir yönetim vardır. Bu şartlarda Türkiye’nin yapması gereken kendi sosyolojisinin parçası olan halkları, etnik grupları, dini azınlıkları korumak, onların hukukunu çatışma, operasyon ve savaş olmadan savunmak olmalıdır.
‘Türkiye’nin iç barışına da büyük zarar verecektir’
* Bu Suriye’nin toprak bütünlüğü, üniter yapısı korunarak, ademimerkeziyetçi yaklaşımlarla pekâlâ yapılabilir. Bu kadar yıkımdan, ağır insani bedellerden sonra yeni operasyon, çatışma hiçbir biçimde onarılamaz sonuçlar doğuracaktır ve Türkiye’nin iç barışına da büyük zarar verecektir.
‘Kobani ağır bedeller ödenmiş bir simge’
* Bu bağlamda Kobani, Ortadoğu’da farklı sınırlar içinde yaşayan Kürtlerin, hatta dünyadaki bütün Kürtlerin, siyasi görüşleri ne olursa olsun, ortak duygusunu ifade eden ve hafızamızda IŞİD’in soykırımına karşı büyük bir mücadelenin ağır bedeller ödenmiş bir simgesidir.
‘Barışçıl ve diplomatik adımlar atılmalı’
* Bu duygu halinin iyi okunması ve anlaşılması gerekir. Kobani’nin silahsızlandırılmış bir bölge haline getirilmesine yeni çatışma ve operasyon yöntemleriyle engel olmak yerine bunun sağlanması için barışçıl ve diplomatik adımlar atılmalıdır.
‘Yurtta barış, Ortadoğu’da barış, dünyada barış’
* Türkiye, Suriye’de yeni çatışmaların değil, büyük barışın kurucusu olmaya odaklanmalıdır. Bir insan hakları savunucusu, avukat, bu cumhuriyetin yurttaşı ve TBMM’nin bir üyesi olarak bu hatırlatmayı tarihsel bir sorumluluğun gereği olarak yapıyorum. Yurtta barış, Ortadoğu’da barış, dünyada barış!,