Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Obezitenin önlenmesi ile ilgili bütün araştırmalar, yaşam boyu obezite ve buna bağlı hastalıkların önlenmesi için çocukluk çağına, özellikle de okul öncesi grubundaki çocuklara odaklanılması gerektiğini gösteriyor. Öte yandan, Prof.Dr. Sadaf Farooqi’nin vurguladığı gibi şişmanlık gelişiminde, öğrenilen davranışlara bağlı iştahın merkezi kontrölündeki başarısızlık önemli bir yer tutuyor ve bu da büyük ölçüde “aşırı işlenmiş yiyeceklerin” çocuk beslenmesindeki payının artmasına bağlı görünüyor. Daha önce defalarca yazdığımız gibi, besin endüstrisi “şeker/yağ/tuz” içeriği yüksek yiyeceklerin çocuklarca tüketimini binbir çeşit reklamla kışkırtıyor ve çocukların yiyeceklerle ilişkisini “haz odaklı” olması yönünde dönüştürüyor.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Obezite araştırmasının 48 ülkeyi kapsayan verilerine göre ülkemizde 7-9 yaş grubundaki çocuklarda “fazla kilolu” oranı yüzde 23, “şişman” oranı ise yüzde 10 olarak bulundu. Bu rakamlar şişmanlık sıklığı yüzde 17-20 civarında olan İtalya, Yunanistan, Kıbrıs gibi ülkelere göre görece iyi durumda olduğumuzu ve etkili eylem planları için hala vaktimizin olduğunu gösteriyor.
Ülkemizde obezitenin saptanması ve tedavisinden çok (bunu birinci basamak sağlık birimleri yapabilir) esas olarak erken çocukluk dönemine odaklanmış, “aşırı işlenmiş yiyeceklerden” çocukların korunması, okul yemeği programı, çocukların sosyal medya etkilerinden korunması, uyku sağlığını ve egzersizi okul programlarının önemli ögeleri yapan bir obezitenin önlenmesi eylem planına ihtiyaç var.
Sonuç
Uzun zamandır obezitenin önlenmesine kafa yoran bir hekim olarak sokaklarda şişmanlık taramasının iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum. Eğer kilosunu, boyunu ölçtüğümüz insanlara kapsamlı sağlık hizmeti sunamazsak, bu girişim sadece endişeleri artırır ve Ozempic gibi ilaçların pazarını büyütür. Bu ilaçların yaşam tarzı değişikliği gibi bütüncül yaklaşımların göz ardı edilmesine yol açtığını biliyoruz.
Bizler bilimin, araştırmaların, klinik deneyimlerin ışığında problem odaklı düşünen uzmanlarca hazırlanan obezite programları için çalışmaya her zaman hazırız.