Meclis’te ‘partili cumhurbaşkanlığı’nı içeren anayasa değişikliği teklifi görüşülürken söz aldığı sırada ‘soykırım’ dediği için konuşturulmayıp üç gün oturumlardan men cezası verilen HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Fotoğraf: Reuters
Teklifin 11’inci maddesi görüşülürken söz alan Paylan, konuşmasında, “Daha sonra Talat – Enver cuntası bu anayasayı da devre dışı bırakıp, tıpkı Mehmet Parsak’ın dediği gibi, “Türk’ün Anayasasını yapıyoruz” iddiasıyla cunta devreye geçti. Parlamentoyu, çoğulculuğu devre dışı bıraktı. 10 yıllık kaos başladı o 10 yıllık kaosta, 1913 -23 döneminde 4 halkı kaybettik; Ermenileri, Rumları, Süryanileri, Yahudileri kaybettik. Büyük katliamlar, soykırımlarla bu topraklardan sürüldüler” demiş, bu sözler Paylan’ın vekillerin hışmına uğramasına neden olmuştu.
Meclis Başkan Vekili AKP’li Ahmet Aydın da, Paylan’a, “Lütfen hal ve hareketlerinize dikkat ediniz” diyerek yeniden konuşma süresi vermemişti.
‘Konuşma hakkım gasp edildi’
Paylan, ‘soykırım’ ifadesinin tutanaklardan çıkarılması, konuşma hakkının engellenmesi ve hakkında verilen cezanın Meclis iç tüzüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruda Meclis’te daha önce de soykırım ifadesini kullandığını, ancak yaptırımla karşılaşmadığını belirten Paylan, “Soykırım sözcüğünü kullanmam üstüne çıkan tartışmalarla engellenen konuşmamı tamamlamak üzere tarafsızlık sıfatı gereği hareket etmek zorunda olan ve mevcut oturumu yöneten Meclis Başkan Vekili beni uygunsuz bir üslupla uyararak söz hakkı vermemiştir. Öyle ki Meclis Başkan Vekili’nin üslubu beni yaralamıştır. Kapsayıcı olmaktan uzak ve dahi ayrımcı bir dil kullanan başkan vekili söz hakkımı gasp etmiş, hatta yetki gaspıyla içtüzüğü ihlal etmiştir” dedi.
Aktay ve Esayan’dan örnek
Paylan, Meclis başkanlığına da karardan geri dönülmesi için yaptığı başvuruda dikkat çeken bir ayrıntı paylaştı: “AK Parti genel başkan yardımcıları Yasin Aktay ve Markar Esayan’ın da Ermeni Soykırımı’na soykırım dediği ekte sunduğumuz belgelerden anlaşılmaktadır. Şayet bu bir disiplin suçunu gerektiriyorsa eşit işlem yükümlülüğü çerçevesinde Yasin Aktay ve Markar Esayan’a da benzer disiplin işleminin yapılması gerekmektedir. Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere bu söylemin disiplin cezasını gerektirir bir yanı içtüzüğe göre söz konusu değildir.”