
SELİM BAŞARIR
iletisim@selimbasarir.org
Saldırganlık, bir kişinin ya da grubun kendi düşünce, istek, tavır, tarz ve davranışlarını, öteki kişinin isteği, beklentisi ya da onayı olmamasına ve hatta direnmesine rağmen, zorla kabul ettirme ve boyun eğdirme çabasıdır.
Bu kötücül çaba doğrudan ya da dolaylı olarak sözle, yazıyla, davranışla, ısrar etmekle, mecbur bırakmakla, asılsız suçlama gibi her tür şantajla, itibar yitirecek konuma düşürmekle gerçekleşebilir ve makam, yaş, toplum ya da aile içi konum kullanılarak amaca ulaşmak için avantaj sağlanır.
Tacizci, hedef seçtiği kişiye tedirginlik hissettiren ve yaşatan tavrını çoğunlukla sinsice başlatır ve sürdürür. Eylemlerini (saldırı) kimsenin fark etmeyeceğini hesapladığı yer ve zamanlarda gerçekleştirir. Bir yandan da hedefindeki kurbanı üzerinde egemenlik sağlamak amacıyla kendi arzularını kurbanına ‘yansıtır.’
‘Yansıtmalı özdeşim’ diye adlandırılan bu yöntem, kurbanı hatalı davrandığına ya da suç işlediğine inandırarak, sürekli bir suçluluk duygusu içinde yaşatmaya, suçsuzluğunu kanıtlamak uğruna boyun eğdirmeye ve doğal çevresinden ruhen uzaklaştırıp, üzerinde kolayca mutlak egemenlik kurmaya dayanır. Bu ruhsal travmayı yaşayan kişiye, toplumun patolojik kişilik yapılarından da sıkça suçlamada bulunulduğuna tanık oluruz.
Saldırganlığı doğal hakkı olarak gören ve uygulayan kişilerin tamamına yakını, yeterince zeki ve kurnaz, çoğunlukla suç sınırına yaklaşıp teğet geçmeyi beceren, kendi fikirlerine hayran olup başkalarını küçümseyen, sorumluluktan kaçan, kurallara ya da kanunlara uyan insanları ‘korkak’ olarak niteleyen, çok sık yalana baş vuran, hatasını, suçunu hatta söylediğini kolayca inkar eden, kendisini sorgulamayan ve dolayısıyla vicdanlı görünüm sergilese bile aslında vicdan duygusu olmayan, o andaki arzusu neyse o yönde hareket edip kimseyi önemsemeyen, ortak yaşam içinde olduğu kişiyi çevresinden kopartıp, kendisine mecbur kılan, zaman zaman da kusursuz bir şekilde ‘Asıl kurban benim’ rolü sergileyerek çıkarlarını koruyan, birden fazla ağır kişilik bozukluğunun özelliklerine sahip pervert kişilik yapılarıdır.
21’inci yüzyıl başında bu kişilik yapılarının girişken ve girişimci sanılmaları, bütün toplumlar için sorun oluşturmuştur ve oluşturmaya da devam etmektedir.