Mesajlar açısından baktığımızda AK Parti’nin hizmetler bağlamında kurduğu olumlu ve yapıcı iletişim, kayda değer. İnşa etmekten, kurmaktan, açmaktan söz ediyor. Tabii 16 yıllık iktidar oluşun kendine güveni ve tecrübesiyle konuşuyor. Muhalefetin dillendirdiği eleştirel çerçeve ise o kadar geniş ki her şeye itiraz eden ve hiçbir şeyi “yaptırtmayacağız”a bağlayan bu inatçı dil, gelecek tasarımıyla ilgili herhangi bir sorumluluğa da yanaşmıyor. Dolayısıyla eleştirel çerçeve olmaktan çıkıyor bu hal ve giderek çerçevesizliğe evriliyor.
Kötümserlik ilk kez bu seçimlerde bu kadar ön plana çekildi. Geleceğe dair tasarım yok, vaat yok, vizyon yok ama süper kötümserlik var. Millet İttifakı içinde bu kötümserliği silmeye çalışan tek lider Muharrem İnce ama ne yazık ki ona en büyük engeli de yine kendi partisi CHP koyuyor. İnce’nin esprilerle ve köy hatıralarıyla da olsa kurmaya çalıştığı performans, kendi partisi tarafından yutuluyor. Zira CHP 10 yıldır her Kurultay’da aday olan Muharrem İnce’ye bu şansı hiçbir zaman vermemiş… “CHP’nin güvenmediği kişiye halk niçin güvensin”, bu önemli bir soru…