Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Ekonominin başı bu denli belada iken asgari ücret korosu ihdas edildi ve kanal kanal dolaşıp “yüzde 25” şarkısı dillendirildi. Hatta IMF de koroya katıldı. Asgari ücretli hariç herkes hariçten gazel atar oldu. Ancak dikkatinizi çekerim bu koro, bilmeden asgari ücretin siyaseti belirleyeceğini duyuruverdi.
TÜİK’in ilk 10 aylık enflasyonu; %39,77. Buna göre 17,002 liralık asgari ücretin alım gücü 12,164 liraya düştü. Alım gücünü koruması için 23,764 lira olsa bile ancak 10 aylık telafidir. 12,500 liralık en düşük emekli aylığının alım gücü de 8,843 lira oldu, 17,471 lira olsa dahi ancak kendini telafi edebilecek.
En az %50 olması gerekiyor. Zira önümüzde kasım, aralık ayları var ve aylık %3’ten yıllığı %48,3’e geliyor ki bu da 25,211 liraya varıyor. Oysa OVP’ye %17,5, Merkez’e ve IMF’ye göre %25 önerisi var. Çalışma barışını dinamitleyeceği herkesin ortak kanaati. Son sözü yine Cumhurbaşkanı söyleyecek.
Siyasetin, referandumun, sandığın artık birincil gündem haline getirildiği süreçte asgari ücrete yapılacak zam, yakın gelecekte olacakların öncül göstergesidir. Eğer siyasetin tüm tarafları yeniden seçilmek istiyorsa toplumla iletişimini asgari ücret üzerinden kurar. Halk ne der diye umursanmaz.