Yazar Emrah Serbes’in suçlu olduğunu itiraf ettiği trafik kazasını üstlendiği için cezaevinde bulunan Kenan Doğru, İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifade verdi.
Doğru, kaza anında aracı kendisinin değil Emrah Serbes’in kullandığını söyledi ve ekledi: “Yolda viski veya alkol alırken görmedim. Fakat ben Susurluk’ta çorba içmeye gittiğimde kolasına viski kattıysa veya viski içtiyse bilemem. Alkollü olup olmadığını bilemem fakat çok kendindeydi.”

Serbes ve Doğru
22 buçuk yıla kadar hapsi istenen Serbes, ilk duruşmadaki ifadesinde, arabasında bulunan içki şişeleri için “Olay sırasında alkol almadım. Kazadan sonra İstanbul’a hastaneye giderken yolda alkol aldım” demişti.
‘Aracı ben kullanmıyordum’
Mahkemedeki sorgusunda, “Daha önceki ifadelerinde suçu ben üstlenmiştim ve arabayı kullandığımı söylemiştim. Ancak arabayı aracın sahibi Emrah Serbes kullanıyordu” diyen Doğru, Serbes’le kazadan bir gün önce anlaşıp yanında şoför olarak çalışmaya başladığını söyledi.

Fotoğraf: DHA
“Yeni başladığım için sigortam yoktu” diyen Doğru, şöyle devam etti: “Arabayı İzmir gişelerine kadar ben kullandım. Orada Emrah ‘Sen yorulmuşsundur, direksiyona ben geçeyim’ dedi. Ben de ön yolcu koltuğuna, sağına oturdum. O anda hava çok yağmıyordu, nemliydi. Gişelerden geçip bir süre gittikten sonra arabanın arka tarafı az bir şey kaydı gibi oldu. Ben o anda dalmış gibiydim. Emrah’a arabanın arkasının kaydığını söyleyip yavaş gitmesini istedim. Tekrar gözlerimi dinlendirmek için kapattım, yani yarı uyuyor gibiydim. Belli bir süre gittikten sonra aniden arabanın sarsıldığını hissettim ve gözlerimi açtım. Açtığımda önümüzdeki arabanın tam önümüzde olduğunu gördüm ve nitekim arabaya çarptık. Ondan sonra bizim araç takla atmaya başladı. Bir süre sonra takla atmalar bitti ben de aracın sunroofundan çıktım, daha sonra da Emrah’ı çıkardım. Bundan sonra diğer aracın yanına gittim. Arabanın önünde bir erkek ve bir kadın vardı. Ayrıca bir de araçtan fırlamış bir kadın olduğunu gördüm. Onların yanına yaklaşmadım ve ne yapacağımı düşündüm. Tıbbi herhangi bir bilgim olmadığından müdahale etmedim. Emrah’tan cep telefonunu isteyip 112’yi aradım. Bir süre sonra polisler geldi. Polislerden biri, ‘Kazayı kim yaptı?’ diye sorunca, gayri ihtiyari ben yaptığımı söyledim. Fakat aracı ben kullanmıyordum. Savcılıktaki son ifademde doğruyu anlattım.”
‘Alkollü olup olmadığını bilemem fakat çok kendindeydi’
Çapraz sorgusu sırasında suçu üstlenmek için Serbes’in kendisine herhangi bir talepte bulunmadığını ve Serbes’in “Ben bu suçu yüklenebilecek psikolojide değilim” dediğini duymadığını aktaran Doğru şunları anlattı: “Ancak kaza mahallinde kendi kendine konuşuyordu, ben de kendi kendime bu suçu üstlendim. Sırt çantalarında birinde viski olduğunu söylemişti, ‘Bodrum’a gittiğimde içerim’ demişti. Yolda viski veya alkol alırken görmedim. Fakat ben Susurluk’ta çorba içmeye gittiğimde kolasına viski kattıysa veya viski içtiyse bilemem. Ben saat 22.30’da Emrah’ı evinden aldığımda sarhoş değildi. Alkollü olup olmadığını bilemem fakat çok kendindeydi. Avukat beyin araçta bulunan bira şişesinde sanık Emrah Serbes’in DNA’sına rastlandığına dair beyanına karşı ben de araçta Emrah’ı bira veya başka bir içki içerken görmedim. Ben Emrah’ın çok yanına yaklaşmadım, alkol kokusunu hissetmedim. Ben arabayı kullandığım zaman 150 kilometreyi geçmedim.”
‘Kahraman değilim’

Fotoğraf: DHA
Geçen kasım ayında cezaevinden bir mektup kaleme alan Serbes şöyle demişti: “Ben bir kahraman değilim ama bahsettikleri gibi bir canavar da değilim. Ben sadece insanım. Benim yüzümden üç kişi hayatını kaybetti. Vicdan azabı ve utanç içindeyim. Suçluyum, pişmanım ve üzgünüm. Cezamı çekmek istiyorum. Cezaevinde olmak bana iyi geliyor. Demir kapılar sertçe kapandığında, infaz memurları adımı bağırdığında, ayakkabılarımı çıkararak üst aramamı yaptıklarında, bütün bunları cezamın bir parçası olarak görüyorum. İnsanlardan tek ricam var, beni unutsunlar beni rahat bıraksınlar ve cezamı çekeyim.”
Ne olmuştu?
22 Eylül’de İzmir-Aydın otoyolunda, başka bir otomobilin çarpmasıyla kontrolden çıkıp takla atan otomobilin sürücüsü 59 yaşındaki Ayhan Özçelik ve kızı 16 yaşındaki Zeynep Özçelik yaşamını yitirmiş, kazada sürücünün eşi 51 yaşındaki Nilgün Özçelik ise ağır yaralanmıştı.
Kazanın ardından Serbes’in yanındaki Kenan Doğru, aracı kendisinin kullandığını söylemiş, daha sonra da tutuklanmıştı.
Serbes ise altı gün sonra gelen itirafının ardından savcılığa giderek teslim olmuş, daha sonra da tutuklanarak Buca Cezaevi’ne gönderilmişti. Serbes’in itirafı, savcının ‘şüphe üzerine’ soruşturmayı derinleştirmesinden iki gün sonra gelmişti.
Serbes ifadesinde, kaza sonrası İstanbul’a gittiğini, özel bir klinikte dört beş gün boyunca yatarak kendisini cezaevi koşullarına ruhsal ve bedensel olarak hazırlamaya başladığını söylemişti.
Kazada ağır yaralanan Nilgün Özçelik, hastanede hayatını kaybetmişti.
Serbes’in, kaza sırasında alkollü olmadığı başta olmak üzere birçok iddiası tanık ifadelerinde yalanlanmıştı.