Dünya Meteoroloji Örgütü’ne (WMO) göre atmosferdeki sera gazı 2020’de pandemiye ve kapanmalara rağmen rekor seviyeye yükseldi. Karbondioksit (CO2), metan ve azot oksit miktarları son 10 yılda yıllık ortalamanın üzerinde arttı.
Bu nedenle İskoçya’nın Glasgow kentinde yapılacak COP26 zirvesi bilim insanları ve uzmanlar için büyük bir önem taşıyor. Hatta 1,5 ila 2 derece hedefi için son şans olarak görenler de var.
COP 26’ya ev sahipliği yapacak olan Britanya Başbakanı Boris Johnson “Bu zirve çok ama çok zor olacak. Çok endişeliyim çünkü işler ters gidebilir ve ihtiyacımız olan anlaşmaları alamayabiliriz, dokunup gidebilir, çok zor ama sanırım yapabilirim” demişti.
BBC’nin haberine göre pandeminin başlarında uygulanan kısıtlamalarda CO2 emisyonlarında yüzde 5,6’lık genel bir düşüş gözlemlendi. Ancak bu düşüş atmosferik konsantrasyonlara yansımadı.
Uzmanlara göre buna neden olan bir dizi faktör var. Birincisi insan kaynaklı emisyonların yaklaşık yarısının ağaçlar, topraklar ve okyanuslar tarafından emilmesi.
Diğer noktaysa CO2 emisyonlarının aşamalı olarak artması. Geçtiğimiz yıl karbon üretimi düşmüş olsa da, atmosferdeki artış 2011-2020’nin üzerindeydi.
WMO’nun yıllık Sera Gazı Bülteni’ne göre, 2020’de CO2 seviyesi sanayi öncesi dönemin yüzde 149’u kadar arttı. Bu küresel sıcaklık artışını kontrol altına alabilmek için kötü bir haber.
Yüzyılın sonuna kadar 2 dereceden çok daha fazla bir artış olacak
WMO Genel Sekreteri Prof Petteri Taalas bunu şöyle açıkladı: “Sera gazı konsantrasyonlarındaki mevcut artış hızıyla, bu yüzyılın sonuna kadar, Paris Anlaşması’nın sanayi öncesi seviyelerin 1,5 ila 2 derece üzerindeki hedeflerinin çok üzerinde bir sıcaklık artışı göreceğiz”
Gelecek için yansımaları olumsuz
Hedeflediğimiz noktadan çok uzakta olduğumuzu vurgulayan Taalas şöyle devam etti: “Bu sadece bir kimyasal formül ve grafikteki rakamlardan daha fazlası. Günlük yaşamlarımız, refahımız, gezegenimizin durumu, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği için büyük olumsuz yansımaları var.”
CO2’den daha kısa bir ömre sahip olmasına rağmen, metan( CH4 )bir ısınma kimyasalı olarak çok daha güçlü.
Atmosfere karışan CH4’ün yaklaşık %60’ı tarım, fosil yakıtlar, çöplükler ve biyokütle yakma gibi insan kaynaklarından geliyor.
Diğer yüzde 40’ı ise sulak alanlar gibi doğal kaynaklardaki mikrop aktiviteleri nedeniyle oluşuyor.
Geçen yılki artış, küresel metan seviyelerinin 2007’de yeniden yükselmeye başlamasından bu yana en büyük artış olarak kayıtlara geçti.