Can Atalay başvurusunda, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına ilk derece mahkemesinin uymaması ve dosyayı Yargıtay’a göndermesi üzerine hızlanan gelişmeler epeydir hazır olan bir planın parçası. Senelerdir yazılanın, anlatılanın ama layıkıyla anlaşılmayanın; mahkeme kararıyla sabit hale getirildiği gerçeğiyle yüz yüzeyiz. 8 Kasım 2023; hukuk tarihi için unutulmayacak tarihlerden biri oldu ve görülen o ki; Akp blokunun yapmak istediği yeni Anayasa metni öylesine tepki çekecek ki, Akp önüne çıkabilecek engelleri ortadan kaldırmayı planlıyor. Yeni rejim geçişi bağlamında yargı organlarının şekillendirilmesi de onlardan biri.
Akp bloku yeni Anayasa metni için uzun zamandır hazırlık yapıyor. Bunu minik değişiklikler olarak tanımlamak yanlış olur, zira kast edilen birkaç maddede değişiklik değil, yeni bir Anayasa metni. Elbette ki, toplumsal uzlaşı metni istenmiyor, murat edilen AKP’nin istediği bir düzenleme! Adı ‘2023 Anayasası’ olan yeni Anayasa. Cumhuriyet’in 100. yılında, Cumhuriyet’ten rövanş alır gibi…
Artık başka bir zemine çekiliyoruz. Ki buraya varacağımız belliydi ve vardık.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum’un uzun bir zamandır teorisini yerleştirmeye çalıştığı yerli-milli yargının ilk örneğini Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile görmüş olduk. Peki yargının millî olması ne demek? Gayri millilik nasıl belirlenecek? Millîliğin ölçüsünü kim/kimler belirliyor? Evet, tarihin bir yerlerinde yargının milli ve yerlisi vardı. O da Nazi Almanya’sındaydı.