Devlet kadınları, kız çocuklarını, lgbti+’ları korumasız bıraktı. Erkek şiddetiyle mücadele konusunda temel olan bir insan hakları düzenlemesinden gelenekler kalkan olarak kullanılarak, ülkenin bağı evrensel hukuk değerlerinden koparıldı. Sözleşmenin ne dediği, kimleri kimden koruduğu, ne ile mücadele ettiği, nasıl bir toplumu murat ettiğine kulak bile verilmeden 19 Mart gece saatlerinde bir milat yaşandı.
Şahsen bu kararı bekliyordum. Her ne kadar ‘İstanbul Sözleşmesi’ne saldırılar gündem değiştirmek için’ diyenler olsa da bizler süreci yakından takip eden kadınlar olarak bu günleri yaşamayalım diye kutsanan cehalet ile, kötülükle çok mücadele ettik. Çünkü niyet Mayıs 2016’da yayımlanan 479 sayfa Boşanma Komisyonu Raporu’nda da açık edilmişti ve rapora o günlerde kadınların gösterdiği tepki ile geri adım atıldığı gibi bir izlenim oluşturulmuşsa da inceden inceye plan ilerliyordu, biliyorduk.
2019 Haziran’ında Cumhurbaşkanının ‘Sözleşme nas değildir‘ açıklamasından sonra ise freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidişi görüp her mecrada sözleşmeyi anlattık.