HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararını ‘AKP’ye seçim kazandırmak‘ diye hedef alanlara çıkıştı: “AKP’ye kazandırmak gibi bir politika HDP’yle birlikte anılamaz.“
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Kars il kongresinde, kendi adaylarıyla seçime gideceklerini duyurmuştu. Parti yönetimi en yakın zamanda cumhurbaşkanı adayını açıklayacaklarını ama müzakere kapısının açık olduğunu vurgulamıştı. HDP’nin bu kararı siyaset gündemini yeniden hareketlendirdi. Karara destek veren de eleştiren de oldu.
Demirtaş’tan açıklamalar
Selahattin Demirtaş, partisinin ‘aday’ kararı, kapatma davası ve muhalefetin tutumu gibi konularda Artı TV ve Artı Gerçek’in ortak sorularını yanıtladı.
Demirtaş, aday kararının partisinin resmi politikası olduğunu kaydederek şu önerileri sundu: “Pervin hanım, partimizin uzun süredir tartışılan ve herkesin bildiği resmi politikasını dile getiriyor, bunda bir tuhaflık yok. Eş genel başkan, kişisel görüşünü veya bir dileğini açıklamıyor, hepimizin ortaklaştığı yaklaşımı ifade ediyor. Ben de genel merkezimiz de hem eleştirileri hem de destek açıklamalarını yakından izliyorum, izlemeye devam edeceğim. Fakat AKP’ye kazandırmak gibi bir politika HDP’yle birlikte anılamaz. Bunu söyleyenleri azıcık insaflı, vicdanlı olmaya ve HDP’ye yapılanlara rağmen milyonlarca HDP’linin adeta kahramanca nasıl direndiğine bakmalarını tavsiye ederim.”
Eleştrilere yanıt
Partisinin politikalarının arkasında duracağını vurgulayan Demirtaş, adaylık konusunda HDP’ye yönelik eleştirilere de yanıt verdi.
Eleştirilerin HDP’ye değil ‘altılı masa’ya yönelmesi gerektiğini kaydeden Demirtaş, şunları söyledi: “‘HDP’nin kendi adayını çıkarması iyi olmaz, ortak adaya destek vermeli’ diyenler HDP’ye baskı uygulamak yerine altılı masaya çağrı yapmalı ve adayları açıklamadan önce de sonra da HDP’yi ziyaret ederek açık bir müzakere yürütmesini istemeli. Bunda anormal ne olabilir ki? Altılı masa HÜDA-PAR ile de görüşüyor, açık müzakere yapıyor ki toplam oyları birkaç yüz bini geçmiyor. Genel merkezimiz tüm eleştirileri saygıyla karşılayacaktır bundan eminim. Ancak bana kalırsa çağrıyı HDP’ye değil altılı masaya yapmaları daha doğru, daha sonuç alıcı olur. Biz sonuna kadar, partimizin politikasının arkasında duracağız.”
‘Kararsızlar azalacaktır’
Kararsız seçmen oranının her geçen gün düştüğünü kaydeden Selahattin Demirtaş, şunları kaydetti: “Bu konuda da cezaevinde neredeyse her gün çağrı yapıyorum, zaten bu aşamada temel amacımız kararsız ve ilgisiz seçmeni seçime karşı duyarlı hale getirmek. Kararsız olmak demek ‘Benim kendi geleceğime ilişkin bir düşüncem, görüşüm, ilgim yok‘ demek. Ben bu seçimin en yüksek katılımlı seçimlerden biri olacağına inanıyorum, kararsız seçmen oranı her gün azalarak sandık gününe kadar en az orana inecek diye öngörüyorum.”
HDP hesaplarına bloke
Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin hazine yardımı alan hesapları bloke etmesini siyasi bir karar olarak değerlendiren Demirtaş, şöyle devam etti:
*Yüzde 3’ü geçebilen her parti, aldığı oy oranında, seçmeninin vergilerinden pay alıyor. Bloke edilen para o paydır. Yani Anayasa Mahkemesinin bloke ettiği para, HDP seçmeninin parasıdır, başka kimsenin değil. Özetle bu para HDP’ye lütufla verilmiyor, zaten bizim paramızdır. Tam da bu nedenle yapılan gasptır diyoruz.
‘Amaç HDP’yi etkisizleştirmek’
*İktidar, paramıza el koyarak siyasi çalışma yürütmemizi engelleyebileceğini mi sanıyor? Şayet öyleyse bizi halen tanımayacak kadar aptallar demektir. Pek çok seçimde kendimizi tanıtmıştık da oysa. Halkımız, kendi parasına el koyanlara en güzel cevabı seçim günü verecek.
*O güne fazla kalmadı. Temel amaç HDP’yi seçimlerde etkisiz kılmak, tasfiye etmek çabasıdır. Boş çabadır. HDP’yi tasfiye etmek isteyenlerin kendisi tasfiye olur. Çünkü HDP halktır ve hiç kimse halkı tasfiye edemez.
Muhalefete eleştiri
Selahattin Demirtaş, muhalefet içerisinde HDP ve Kürtlere yönelik bakış açısını da eleştirdi: “Ne yazık ki muhalefetin bir kısmının demokrasi anlayışında HDP’ye, HDP seçmenine, daha açık ifadeyle Kürt’e yer yok ‘AKP ile HDP arasında tercih yapın’ derseniz AKP’yi gönül rahatlığıyla seçecek bir muhalif kesimin olduğunu da bu süreçte daha net görmüş olduk. Cezaevinde iktidar yanlısı olmayan bazı gazetelere de her gün göz atıyorum, bazısı ulusalcı, bazısı muhafazakar gazeteler bunlar. Bu gazetelerde her gün mutlaka boy boy AKP-MHP haberleri görebilirsiniz ama HDP haberlerini mercekle arasanız derman niyetine bir tane bulmakta zorlanırsınız.”
Sözcü gazetesine tepki
Sözcü gazetesinin HDP İzmir İl binasında Deniz Poyraz’ın öldürülmesiyle ilgili haberini eleştiren Demirtaş, şunu kaydetti: “İzmir HDP il binamızda özel bir tetikçi faşist tarafından Deniz Poyraz yoldaşımız barbarca katledildikten bir gün sonraki Sözcü gazetesinde bu habere de yer verilmişti ama tüm partilerin temsilcilerinin suikasta dair demeçlerine yer veren Sözcü gazetesi, il binası basılıp çalışanı katledilen partinin yani HDP’nin ne eş genel başkanlarının ne de başka bir sözcüsünün demecine yer vermemişti. Bu örnek bir zihniyet yansımasının çok net bir örneğidir. Yayın politikalarını kendileri belirler, biz bir şey diyemeyiz elbette ama kendine ulusalcı muhalif diyenlerin yaklaşımı buysa onların AKP-MHP’den bizim açımızdan ne farkı olabilir? Dolayısıyla ulusalcı, milliyetçi muhalif kanat başta olmak üzere muhalefetin bir bölümü HDP’ye yapılanların örtülü destekçisidir. Bunu çok da gizlemiyorlar zaten. Üzücü ama gerçek bu, ne yazık ki.”
AKP sonrası dönemde HDP’ye büyük sorumluluk düştüğünü kaydeden Demirtaş, sözlerini şöyle sonlandırdı: “HDP toplumsal barışın ve radikal demokrasinin garantisidir. AKP sonrası benzer bir statüko kurulmasını önleyecek, devleti ve toplumu demokrasiyle buluşturacak en ciddi mücadeleyi HDP yürüttü, yürütmeye devam edecektir. Seçim sonrasında da yeniden inşa süreçlerinde hem TBMM’de hem de toplumsal alanda HDP’ye büyük sorumluluk düşüyor. Partimiz de bu sorumluluğun bilincindedir ve şimdiden, seçim sonrasına dönük hazırlıklarını da ciddiyetle sürdürmektedir.”