Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin nevi şahsına münhasır bir yapısı var. Başka ülkeler arasındaki ilişkilerin dinamiklerinin işleyişinin açıklanmasında kullanılabilecek modellerin dışına çıkan, bu gibi kalıpları tersyüz eden, bunlara meydan okuyan bir ilişki yapısından söz ediyoruz.
Burada karşılaştığımız kendine özgülük, kuşkusuz öncelikle uluslararası ilişkiler alanındaki akademisyenlerin üzerinde çalışması gereken bir durum olarak beliriyor.
Ancak biraz üstünde düşündüğümde, bu ilişkinin galiba farklı uzmanlıkların da alanına girdiğine kanaat getirmekten alıkoyamıyorum kendimi. Her zaman rasyonellere dayalı kabuller üzerinden formüle edilebilecek bir ilişki işleyişi söz konusu değil.
Galiba rasyonellerin dışındaki davranışların, saiklerin, duyguların da sıkça denkleme dahil olduğu karmaşık bir ilişki bu.
Aralarında çok ciddi anlaşmazlıklar, çatışmalar olsa da, aynı duygu iklimini paylaştığını hisseden insanların her şeye rağmen karşı koyamadıkları bir biçimde birbirlerine doğru yönelmesi ve yan yana geldiklerinde kendilerini iyi hissetmelerinde olduğu gibi durumları düşünün…