Erdoğan ile Biden arasında nihayet bir telefon konuşmasının gerçekleşmiş olması bile içeriğinden bağımsız olarak kendi başına önemli. Gazze’de 7 Ekim’den bu yana, yani iki ayı aşkın bir süredir devam etmekte olan, her gün yüzlerce Filistinlinin ayrım gözetilmeksizin İsrail tarafından katledildiği bir sıcak savaştan söz ediyoruz.
Bu ölçekte bir savaş yaşanırken bütün bu süre zarfında ikisi arasında hiçbir doğrudan temasın kurulmamış olması düşündürücü bir durumdu.
***
Önceki günkü telefon görüşmesinden sonra Ankara ve Washington’da yapılan açıklamalara bakmak tarafların farklı pozisyonlarını, farklı önceliklerini görmek bakımından fikir vericidir.
Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasının çok geniş bir bölümü Gazze savaşı ve Erdoğan’ın bu konuda doğrudan Biden’a ilettiği beklentilere ayrılmış.
***
Amerikan tarafının açıklamasında öncelikli vurgu Gazze’den önce “NATO İttifakı’nın güçlendirilmesi” hedefine verilmiş. Bu hedefin iki saç ayağı var. Önce ‘İsveç’in bir an önce müttefik olarak ittifaka katılmasının önemi‘nin altı çiziliyor. “Ve…” denilerek hemen ardından “Türkiye’nin NATO ile birlikte çalışabilirliğinin daha da kuvvetlendirilmesi” vurgusu yapılıyor.
***
Beyaz Saray’ın açıklamasındaki altı çizilecek bir başka ifade, önümüzdeki yıl temmuz ayında Washington D.C’de düzenlenecek NATO zirvesine doğru tarafların yakın teması sürdürmek konusunda mutabık kalmalarıdır.
Burada Amerikan tarafının ev sahipliği yapacağı NATO zirvesinde İsveç’i aday değil, artık tam üye olarak ağırlamak istediği aşikârdır. Tabii Erdoğan bu zirve için Washington’a ayak basmadan önce F-16 modernizasyonu talebinin Kongre’den geçip uygulamaya konmuş olması da Türk tarafı açısından benzer derecede önem taşıyor.
Böylelikle, Türkiye-ABD ilişkilerinin bu iki sıkıntılı başlık üzerinden önümüzdeki temmuz ayına dönük bir zaman testine girdiğini söylemek mümkündür.
Erdoğan’ın arzusu daha öncesinde ikili bir ziyaret yapmaktı ABD’nin başkentine. Geçen 12 Kasım tarihinde Suudi Arabistan’dan dönerken uçakta gazetecilere açıklamasında “ABD Dışişleri Bakanı Blinken daha yeni buradaydı. Herhalde bizi bundan sonra Biden ağırlar. Benim Biden’ı aramam şık olmaz” diyerek bu beklentisini gizlememişti.
Buna karşılık, geçen hafta Yunanistan’dan dönerken yine uçaktaki açıklamasında ‘Biden’ın ev sahipliği yapması’ konusu açıldığında, “Biden ile görüşme gündemimizde değil. Gazze konusundaki tavırları hepinizin malumu. Bizi ararsa konuşmamız gereken konular neyse onları da biz kendisiyle görüşüp konuşuruz” demişti.
Sonunda Erdoğan’a ikili bir ziyaret çerçevesinde olmasa da bir NATO zirvesi için Washington yolu görünmüştür.