Türkiye’de bulunan ‘yoksul’ dostu eski Uruguay lideri Jose Mujica, mağlubiyetlerin zaferlerden çok daha öğretici olduğunu, toplumu değiştirmenin en zor yolunun kültürü değiştirmekten geçtiğini söyledi. Mujica, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada solun en büyük sorununun ‘birleşememek’ olduğunu belirterek, ilerleme mücadelesinin hiçbir zaman bitmeyeceğini vurguladı.

Fotoğraf: DHA
Mujica’nın Hürriyet’ten Çınar Oskay’a verdiği söyleşideki ‘özlü sözler’i derledik…
– Düşündüğün gibi yaşarsan, yaşadığın gibi düşünürsün.
– Sade, yüksüz, bagajsız, maddi kaygıları olmayan, yalın bir hayat… Hoşuma giden, istediğim şeyleri yapabilme… Benim için özgürlük bu demek.
– Bir devlet başkanının halkının nasıl yaşadığını görmesi gerekir. Başka ıvır zıvırla çok uğraşırsanız buna vaktiniz kalmaz.
– Mağlubiyetler, zaferlerden çok daha öğreticidir.
– İleriye bakıyorum. Çünkü geçmişte olanların telafisi yok.
– Merdivenleri basamak basamak çıkmak gerek. Çok radikal adımlar atarsam uğruna çarpıştığım hiçbir şeyi beceremem. Lafta kalır. Konuşurum, bağırır, çağırırım, ama bu hiçbir şeye çözüm olmaz.
– Üretim araçlarının dağılımını değiştirirsek toplumu da değiştireceğimizi düşünüyorduk. Yanılıyormuşuz. Kültürü değiştirmezsen hiçbir şey değişmiyor. Ve en zoru da kültürü değiştirmek. Yeni ve farklı bir kültür yaratmanın merkezinde felsefe ve etik yatıyor.
– Benim jenerasyonum, bir gün daimi toplumsal adaleti yakalayacağına inandı. Bu gerçekçi değildi. İlerleme mücadelesi asla bitmez. Yani kaybedersek, bu mahvolduğumuz anlamına gelmez. Mücadeleye yeniden başlayabiliriz. Ama zafere ulaşırsak da bu kesin bir zafer olmaz…
– Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada solun derdi ‘birlik’ti. Uruguay’da sol, birlik olması gerektiğini öğrendiği gün, ortak programlar yaratmayı, beraber yürümeyi öğrendiği gün kazanmaya başladı. Kazandık, çünkü birleştik. Farklılıklara saygı duyarak birlik olduk. Birleştiğinizde gerçek bir alternatif olmaya başlıyorsunuz. İnsanlar aptal değil. Hayatlarının ellerinden kaymasını istemiyorlar. Kimse boş laf, fikir tartışması istemiyor. Gerçek şeyler istiyorlar. Tartışma ve fikirler için değil, iktidar için kavga etmek gerekir. İktidara oynamak için güçlü olmak gerekir. Güçlü olmak büyük kalabalıklarla mümkündür. Oldukça basit ama solun bunu anlaması çok kolay olmuyor.
– Kirlenme tüketim medeniyetinin bir sonucu. Zengin olmak isteyen insan, eninde sonunda ruhunu şeytana satar. Bu çağımızın bir hastalığı. Tüketim medeniyeti bir örümcek ağı gibi, hepimizi yakalıyor. Mutluluğu, bitmek bilmeyen bir iştahla bir şeyler satın almakta sanıyoruz. Böyle bir sistemde bozulmak çok kolay.
– En katlanamadığım şey de realiteyi kabul etmemektir.
– (Obama) Amerikan politik sisteminin bize verebileceği en iyi insan.
– (ABD’nin Küba ambargosu) Çok absürt bir durum. ABD gibi devasa bir gücün, yanı başındaki küçücük bir adadan bu kadar korkması gülünç. Tarih hep şunu gösterdi: Ambargoda hep garibanlar zarar görür. Devleti cezalandırmış olmazsınız. Yoksullar zarar görür. İyi ki bitiyor.
– Che Guevara’nın bıraktığı gibi bir miras bırakacağımı sanmıyorum. Muhtemelen yatağımda romatizmalı bir ihtiyar olarak öleceğim!
– Aşk en önemli şeydir, hayatın motorudur. Aşk olmazsa hayat da olmaz.
– İnsan daha iyi bir toplum kurmak için çabalamalı. Bu belki sosyalizmdir ama başka araçlara da ihtiyaç var.
– İnsanın bencil bir tarafı var. Ama medeniyet dayanışmacı toplumlar da çıkarabiliyor. İnsan kendini geliştirebilen tek canlı. Ama aynı zamanda kendini yok edebilecek tek canlı…