Kripto yatırımcısı kripto fiyatı ile bilanço kavramı arasındaki ilişkiyi anlamıyor veya göz ardı ediyor. M.Saylor şirketi Microstategy’ye Bitcoin aldığında bu tüm camiada sevinçle karşılandı. Ancak alımların bir kısmı kredi veya bono ihracı ile fonlanmış durumda. Dolayısı ile teminat olarak da Bitcoin verilmiş. Spekülasyona mahal vermemek için rakam telaffuz etmiyorum ancak Bitcoin fiyatı düşmeye devam ederse bir noktada Microstrategy daha fazla teminat gösterme ama belki de daha kötüsü krediyi geri ödeme mecburiyeti ile karşı karşıya kalacak. Ana işinde zayıf bir nakit akışına sahip olduğunu gördüğümüz şirketin tek alternatifi Bitcoin satmak.
Benzer bir durum Bitcoin madencileri için de geçerli. Geçtiğimiz haftalarda üretim maliyetinin 19300 dolar olduğuna dair analizler yayınlandı. Bu durumda cari fiyat 16700 ile yetinmek zorunda kalan madenciler stoklarında bulunan, ki bir süredir zaten satıyorlar, Bitcoinleri daha hızlı bir tempoda satmak zorunda kalacak. Kısacası bilanço kavramını finans piyasalarında göz ardı etmek çok ağır sonuçlara neden olabilir. Bu kriz neticesinde regülasyonların gelmesi artık kaçınılmaz. DeFi yani merkeziyetsiz finans zamanla biraz daha ön plana çıkacaktır ancak bu alan da regülasyonların dışında kalamaz. Dolayısı ile verimliliği biraz hırpalanmış ancak daha güvenilir görülen bir yapı ortaya çıkacak. DeFi kavramında sorun ise yaygınlığı. Pek çok yatırımcı açısından bir aracı kurumda hesap açmak bir DeFi tecrübesinden çok daha kolay. Bu nedenle CeFi kavramının zarar görmesi kriptonun ruhuna uygun görünse de çıkarına değil.