Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubu ve TTB Halk Sağlığı Kolu, ortak bir açıklamayla yoksulluğun okul çağındaki çocuklar üzerindeki etkisini azaltmak veya yok etmek için önerilerini sıraladı.

Ekonomik kriz, ailelerin çocuklarını yeterli beslenme olmadan okula göndermelerine neden oldu. Uzmanlar, çoğu çocuğun okula aç geldiği için kendini derslere veremediğine dikkat çekiyor.
Ortak açıklamada, yetersiz beslenmenin bölgelere göre farklılık gösterdiği belirtilirken, Türkiye’de ekonomik krizin derinleşmesiyle artan yoksulluğun okul çocukları üzerindeki etkisini azaltmak için öneriler sıralandı. Öneriler içinde devlet okullarında ücretsiz beslenme programlarının oluşturulması yer alırken öğrencilerin günde en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı beslenmesi gerektiği vurgulandı.
Sağlıklı ve güvenli okul ortamının oluşturulmasında kamu erkinin sorumluluğunun altı çizilirken yeterli ve dengeli beslenmenin büyüme ve gelişmenin hızlandığı, öğrenme ve kavrama işlevlerinin öne çıktığı okul çağında daha da önemli olduğu vurgulandı.
Öneriler şöyle:
- Bir an önce devlet okullarda ücretsiz beslenme programları başlatılmalı ve eksiksiz olarak tüm okullarda uygulanmalıdır.
- MEB tarafından okullarda okul beslenme programları düzenlenmesinin yanı sıra sağlıklı besinlerden okulda ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği sunulması gibi devlet desteği ile yapılan çalışmalar başlatılmalıdır. Bu projeler ulusal beslenme programlarına dönüştürülmelidir. Ülkemizde eksikliğini hissettiğimiz okul beslenme eğitimi programlarına ulusal düzeyde öncelik verilmelidir. Bu açıdan; MEB, SB ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca toplanan komisyon Milli Eğitim Müfredatı’na sağlıklı beslenme davranışı kazanmayı hedefleyen ”beslenme eğitimi dersi”, öğrencilerin yaşına ve gelişim düzeyleri dikkate alınarak teorik-uygulama formatında hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Başta okul idareleri, öğretmenler ve aileler olmak üzere; yerel yönetimler, doktorlar, beslenme uzmanları ve diyetisyenler, sivil toplum örgütleri tarafından desteklenmeli, programlarda öğretmenler ile birlikte doktorlar, beslenme uzmanları ve diyetisyenler aktif rol almalıdır.