
ELÇİN POYRAZLAR
elcpoy@gmail.com
@elcinpoyrazlar
“Konut kredisi, evlilik, çocuk ve kariyer istemiyorlar. Bencil, tembel ve şımarıklar. Hayatlarının her anını selfie çekerek belgeliyorlar. Büyümeyi reddediyorlar”.
Batı’da Y kuşağı hakkında son yıllarda buna benzer pek çok görüş ve eleştiri ortaya atıldı.
Amerikalı sosyolog Kathleen Shaputis yetişkinliğe geçmeyi erteledikleri için Y kuşağına ‘Peter Pan jenerasyonu’ adını vermişti.
1980’li yılların başından 2000’li yılların başına kadar olan sürede doğan nesil İngilizcede bin yıllık anlamına gelen ‘Millenial’ ifadesiyle anılıyor.
‘Dijital yerliler’ olarak da bilinen bu kuşağı sosyologlar, ekonomistler, piyasa araştırmacıları ve teknoloji şirketleri yakından izliyor.
Bilgi teknolojisiyle büyüyen, katı kurallara ve takvimlere bağlı kalmaktan kaçınan, görüşlerini ifade etmekten çekinmeyen, yüksek beklentileri ve hedefleri olan, soru sormaktan korkmayan, iyi takım arkadaşı, haklarına sahip çıkan, farklı ırklar ve kültürlere hoşgörüyle yaklaşan bir kuşak Y kuşağı.
Goldman Sachs şirketinin araştırmasına göre Y kuşağı geleceğin ekonomisini derinden etkileyecek. Araştırmaya göre teknolojik değişim, küreselleşme ve ekonomik karışıklık döneminde büyüyen Y kuşağının, ebeveynlerinden farklı deneyimleri ve davranış biçimleri var.
Evlenmekte ve aile evinden ayrılmakta acele etmiyorlar ve mülk sahibi olmak yerine ‘paylaşımcı ekonomik’ modelleri seçiyorlar.
Dijital yerli oldukları için tüketme modelleri de farklı. Fiyat karşılaştırmaları, ürün bilgileri ve ürün hakkında başkalarının görüşleri onlar için önemli. Spor ve sağlığa zaman ve para ayırıyorlar. Hayat tarzları yemekten modaya kadar trendleri şekillendiriyor.
Onlar Yahoo, cep telefonları, Google, Facebook ve iPhone çocukları. Dünya 7/24 ellerinin altında.
Y kuşağı aynı zamanda öfkeli.
İngiliz Economist dergisi bu haftaki kapağında ‘The Rise of Millenial Socialism’ (Y Kuşağı Sosyalizminin Yükselişi) başlıklı konuya yer verdi.
Y kuşağının Batı demokrasilerinde daha eşitlikçi bir ekonomi, gelirin adaletli dağılımı ve özellikle de iklim değişikliğinde ciddi adımlar istediği aktarılıyor:
“Y kuşağı sosyalistleri eşitliğin kontrolden çıktığını ve ekonominin yerleşik çıkarlar için hileli hale geldiğini düşünüyor. Halkın, devletin tartıyı dengelemesi için gelir ve iktidarın yeniden dağıtılması gerektiğine inanıyorlar. Miyopluk ve lobiciliğin hükümetlerin giderek artan bir iklim felaketi olasılığını görmezden gelmelerine neden olduğunu savunuyorlar. Toplumu ve ekonomiyi yöneten bürokrasi ve şirketler gibi hiyerarşilerin sıradan insanların çıkarlarına hizmet etmediği ve ‘demokratikleşmesi’ gerektiğine inanıyorlar.”
Sağ cenahta yer alan Economist dergisi Y kuşağının taleplerinin kapitalizmin yaşadığı krize bir çözüm olmayacağı kanısında. Economist’e göre yeni sosyalizm eskisi gibi kolektif eylemin dürüstlüğüne inandığı ve bireyin gayretine yersiz kuşkuyla yaklaştığı için zayıf konumda.
Bence Y kuşağı statükoyu sarsacak taptaze niyetlere sahip. Kendi ülkem adına Y kuşağının eseri Gezi Direnişi buna en güzel örnek.
X kuşağına ait biri olarak söyleyebilirim ki Y kuşağı eşitlik, iklim, çevre ve hoşgörü anlamında bizden daha iyi. Yeni dünyanın ekonomisini ve siyasetini onların vicdanlarına ve zekalarına bırakmak hiç de fena fikir değil.