Yeni Türkiye’nin bir toplum rüyası var. Bu toplumu gerçekleştirmenin en önemli unsurlarından biri eğitim. Dindar nesiller yetiştirilecek ki mesela Gezi’de ayağa kalkan orta sınıfın bir kısmı 2023 sonrası yerini yeni nesle bıraksın. Mevzu dindarlık da değil aslında. Üzerine din şalı serilmiş bir kindarlık.
Bütün sorunların kaynağında 200 senelik Batılılaşmayı gören eski püskü bir reaksiyonerlik. Davutoğlu’nun restorasyon vurgusu da bunun işareti. Daraldığı yerde yeni fikirler üretemeyen iktidar en hamından bir İslamcılığa sığındı. Olan da Osmanlıcaya oldu.
Keşke Batılılaşmayı böyle palas pandıras bir intikam hissiyle tartışmayacak kadar özgüvenli bir iktidar olsaydı. Korkak ve donanımsız bir kabadayının nara atması seviyesiyle bu işler zor. Bir entelektüel olan Bakan Nabi Avcı’nın da sınavı bu. Kabadayı Cumhurbaşkanı’nın höt zötünden meşru gerekçeler damıtmak.
Kızarak değil üzülerek izlenecek bir tablo. Osmanlıcayı zenginlik katacak bir hazine değil kin içinde düşmanlarının kafasına atılacak bir tuğla olarak gören bu anlayış Osmanlı’yı da sevmiyor.