Peki aile hekimliği sisteminin sağlık ocağı sisteminden ne farkları var?
Birincisi, sağlık ocağı sistemindeki “bölge tabanlı” hizmet aile hekimliğinde “liste tabanlı”ya dönüşmüş durumda. Örneğin İstanbul’un Çatalca ilçesinde hizmet veren bir aile hekiminin listesine Şile ilçesinden bir hasta kayıt olabiliyor.
İkincisi, sağlık ocaklarında kişiye ve topluma yönelik olarak verilen koruyucu sağlık hizmetleri aile hekimliğinde sadece kişiye yönelik.
Üçüncüsü, sağlık ocaklarında ekip asgarisinden hekim, hemşire, ebe, sağlık memuru, tıbbi sekreter, şoförden oluşurken şimdi hekim ve “aile sağlığı çalışanı”na daraltılmış durumda.
Bir de Sağlık Bakanlığı’nın sistemin işletmeciliğini üzerine yıktığı doktorların elektriğini, suyunu, internetini, kirasını kendilerinin ödemesi işi var ki, oraya hiç girmeyeyim.
COVID-19 salgını günlerine dönerek devam edeyim. Her türlü salgın hastalıklarla mücadelenin öncelikle birinci basamakta verilmesi ve ilk yapılması gerekenin “filyasyon”, yani temaslı takibi olması gerekirken Türkiye’de böyle olmadı.