Bedenimizde muazzam bir ‘şeker dengesi’ var. Bu dengenin bozulması bir başka deyişle kan şeker rezervimizin gereğinden fazla artması ya da azalması sağlığımızı derinden etkileyebiliyor.
Kan şekeri düşmeleri tıp lisanında ‘hipoglisemi’ olarak tanımlanıyor. Hipoglisemi denince de akla “Bir kişide kan şekerinin birden bire ve önemli ölçüde düşmesi” geliyor.
Kan şekerinin açlıkta 70 mg/dl’nin ya da herhangi bir ölçüm sırasında 55 mg/dl’nin altında bulunması durumunda doktorunuz sizde de muhtemel bir hipoglisemi sorunu olabileceğini düşünür. Diğer taraftan hipoglisemi işaretleri çok farklı olabildiğinden zannedildiğinden çok daha sık görülen bu problemin teşhisi, çoğu zaman akla gelmediği veya gerekli incelemeler yapılmadığı için gecikebilir. Oysa hipoglisemi önemli bir sorundur. Depresyondan taşikardiye, uyku sorunlarından kronik yorgunluğa, migren tipi baş ağrılarından öfke ataklarına kadar pek çok problemin nedeni veya tetikleyeni olabilir.
***
Hipogliseminin tedavisi var mı?
Hipoglisemi sorunu kökünden kazınamasa da yönetilebilen, tekrarı önlenebilen, yaratabileceği sorunların hafifletilebilmesi mümkün olan bir problemdir. Ama prensip olarak nadir birkaç durum dışında kalıcı bir tedavisi, etkili bir ilacı veya ameliyatı maalesef yoktur. Hipoglisemi eğer pankreasınızdaki bir tümörden (insülinoma) kaynaklanıyorsa insülin salgılayan tümörün çıkarılmasıyla hipoglisemiden kurtulmanız mümkündür.
Ne var ki olguların yüzde 99’unda problemin köklü bir tedavisi yapılamıyor ve zaten bu nedenle de tedavi ya da şifadan çok sorunu yönetmeye odaklanmak gerekiyor. Hipoglisemi sorununu çözmenin yolu öncelikle de deneyimli bir doktor ve yine bu konuda deneyimli bir beslenme uzmanıyla işbirliği yapmaktan geçiyor.