Şu net bir gerçek: Devlet içinde de, PKK/HDP içinde de, farklı kutuplar var. “Meselenin silahlarla ve şiddetle çözüleceği” düşüncesini savunanlar, her iki tarafta da, güçlü birer kutup oluşturuyor.
Şiddetin, silahın, “temizlik” yapmanın, bu meseleyi çözmeyeceği de, çözemeyeceği de bilindiği halde… Şiddet yoluyla, bir korku duvarı yaratıyorlar.
Silahın yarattığı egemenlik, ciddi bir egemenliktir. Bu egemenliği kullananlarla konuşabilmek, onları eleştirebilmek ve makulu savunmak; o kadar kolay değildir…
Zaten, artık, yalnızca Kürt meselesi değil, toplumda tartışılan her konu, şiddet dilinin unsuru haline dönüşebiliyor… Irkçılık, tehdit dili, farklı olanı susturan ortam, herkesin tepesine biniyor.
Bu psikolojik ortamın; ülkenin demokratikleşmesini, normalleşmesini, meselelerin siyaset zeminine çekilmesini imkansızlaştırdığını, hepimiz hissedebiliyoruz…