Teftiş kurullarını da kaldıran AKP iktidarı nedeniyle kamu kurumlarında yaşananları izleyebilmek için tek doküman haline gelen Sayıştay’ın sınırlı raporlarının satır araları bununla ilgili de önemli ip uçları veriyor. Sayıştay’ın denetlediği ve işleyişindeki aksaklıkları raporlaştırdığı kurumlardan biri de Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü.
Kurumun görevi, doğal kaynakların “Milli menfaatlere uygun olarak aranmasını, işletilmesini, geliştirilmesini, üretilmesini, kaynakların ülke yararına kullanılmasını sağlamak, temel ilke ve politikaların belirlenmesine yönelik çalışmalar yapmak, bilimsel, teknik ve idari çalışmaları yapmak, düzenlemek, desteklemek, koordine etmek ve denetlemek” olarak tanımlanıyor.
Denetim raporunda yer alan ve kurum hakkındaki “Diğer bulgular” başlığı altında ve aslında denetim görüşüne esas oluşturmayan tespitler bile Türkiye’de maden sektöründeki kötü işleyişteki devlet etkisini ortaya koyuyor.
Bu başlık raporda özet olarak şöyle ifade ediliyor:
“Madencilik faaliyeti yapılması yasak olan alanlar ile ilgili ihaleler yapıldığı, ruhsatlandırılan bu alanlara dair ilerleyen zamanlarda ruhsat iptalleri gerçekleştiği, ruhsatları iptal edilen ilgililer tarafından Kurum aleyhine açılan davalar sonucunda ise Kurumun bütçesel anlamda önemli miktarlarda mali külfete katlandığı görülmüştür.”
Bulgunun en çarpıcı bölümü ihaleye çıkartılan “Madencilik faaliyeti yapılması yasak” bölgeler…
Maden sahalarının ihale yoluyla ruhsatlandırılmasına dair yetkiye sahip olan genel müdürlüğün hangi alanları madenciliğe açmaya kalkıştığının yanıtı da yine raporda:
“Özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları, muhafaza ormanları, Kıyı Kanunu’na göre korunması gerekli alanlar, askeri yasak bölgeler, 1/5000 ölçekli imar planı onaylanmış alanlar, 1 inci derece sit alanları ile madencilik amacı dışında tahsis edilen ve Genel Müdürlük tarafından uygun görüş verilen elektrik santralleri, organize sanayi bölgeleri, petrol, doğalgaz ve jeotermal boru hatları gibi yatırım alanları”