Kızlarda 12, erkeklerde 13 yaşında başlayan, 14-15 yaşlarında yoğunlaşıp 18-19’lara kadar süren bu dönemde ergenin ailesiyle çatışması normal mi? Ergenliğe giren çocuklarda neler oluyor? Kriz anlarında aileler ne yapmalı? İşte bütün bu soruları bu alanın uzmanı olan Psikolog Ceyda Yılmazçetin’e sordum.
Gelişimsel açıdan yaşamın bu en zor ve sancılı döneminde fiziksel ve yıkıcı bir dilden uzak durulması gerektiğini söyleyen uzman psikolog Yılmazçetin’in, bu süreci ailelerin nasıl rahat atlatacağına yönelik ipuçları şöyle: “Ergenlik öncesi çocuklar o güne kadar özellikle 6-12 yaş arasında bir konuda iyi olmak, gelişimlerine katkıda bulunmak, sosyalleşmek ister. Ama ergenliğe geldiğinde öncelikleri ve zevk aldığı konular değişir. Bu dönemi ebeveynler için buz pistinde yürümeye benzetiyorum. Aileler 12-13 yıldır kendilerine hayran olan bu çocukların bir anda onları küçümsemeye, hor görmeye başlamasını hazmetmeye çalışıyor.
Çocuğunuza kendi çocukluk ve gençliğinizden daha iyisini sunmada hiçbir sıkıntı yok, tek sıkıntı ayar kaçması. Mesela yanında olduğunu hissettirmek için onunla üç saat konuşan bir anneye çocuk, ‘Sal beni’ diyorsa orada ayar kaçmış demektir. Babayı kendi babası sabah 06.30’da kaldırdıysa, o da bir yere gelmenin yönteminin bu olduğunu düşünerek çocuğunu o saatte kaldırıyor. Ama çocuğunun gerçek ihtiyaçlarını göremeyebiliyor. Ebeveynler geçmişten gelen kendi öykülerini günümüze taşıyabiliyor. Yaşayamadıklarından ya da yaşadıklarından yola çıkıyorlar. Oysa kendilerine şu soruyu sormaları gerekiyor: Benim ihtiyaçlarım mı, yoksa çocuğumun ihtiyaçları mı?
Küçüklükte hangi değerlere yatırım yapıp yapmadığınız ergenliğin sertliğini, rüzgârını belirler. Ancak, yumuşak geçen ergenlikten korkun. Ergenlikte belli bir oranda çatışma isteriz. Öteki ile ters düştüğünde kendini savunmasını isteriz. Hiçbir konuda fikri olmayan, her konuda uyumlu çocuk istemeyiz. Ergenin kendini var etme yolunda dozajında çatışmalara girmesi iyidir.