Bilal Erdoğan, doktora yapmak üzere İtalya’ya gitti… Emine Erdoğan, Brüksel’de butik kapattı… Rus jetleri, hava sahamızı ihlâl etti… Gazeteciler dövülüyor; gazeteler baskına uğruyor…
Ve bunlardan söz eden bir avuç yayın organı kaldı. Öyleyse onların sesini biraz daha keselim!!! Hem de gündemi değiştirelim…
Digitürk’ü yakınlarda Katarlı bir medya grubu satın almıştı. O da havuz medyasından farklı değil. Artık halk, muhalefetin sesini daha az duyabilecek. Yolsuzluk haberlerini, kaçış planlarını, alışverişleri öğrenemeyecek…
Tabii Türkiye’yi tamamen karanlığa gömmek mümkün olmuyor. Sosyal medyadan ve internet üzerinden sürekli bilgi akışı var. Lâkin, sıradan bir vatandaşın etkili bir biçimde kullanmayacağı varsayılıyor. Elden geldiğince suskun bir Türkiye yaratmaya gayret ediliyor.
1 Kasım seçimlerine, işte bu antidemokratik şartlar içinde gidiyoruz.