Devletin zirvesinde ABD’ye yönelik eleştiriler ilk kez dile getirilmiyor elbette. Ama aynı zamanda verilen sözler yerine getirildiği takdirde birlikte yol yürümenin hala mümkün olduğunu satır aralarında görmek mümkün.
Şimdi tabloya bakalım.
ABD ve NATO bizi Avrupa’nın savunmasında istemiyor.
Biz NATO’nun Avrupa’nın doğusundaki genişleme hamlesinden hoşnut değiliz. İki üye adayına karşı çıkıyoruz.
Yeni NATO küresel ölçekte daha geniş ve derin bir nüfuz alanı ararken, Türkiye bu denklemin dışında gibi görünüyor.
“Gibi görünüyor” diyorum, çünkü öyle olduğu kanaatini taşımıyorum.
Haftada en az birkaç defa telefonla ya da yüz yüze Mülkiye’deki kıymetli arkadaşlarım başta olmak üzere pek çok diplomat ve akademisyenle sohbet ediyorum.
Aralarında artık NATO ve genel anlamda Batı ittifakıyla iplerin koptuğunu düşünenler var.
Ben onlara da katılmıyorum.
(…)Türkiye’nin içinde yer alacağı yeni dengeler, başka bir ifadeyle yeni düzendeki rolü “ABD ile çatışıyor, Rusya ile kader ortağı” şeklinde özetlenebilir mi?
Hayır, Türkiye bambaşka bir dengenin parçası ve bunu doğru yönetebilirse yeniden büyük bir çıkış yakalama ihtimali çok yüksek.