Başbakan’ın, Gezi’den sonra beşinci vitese takılmış bir şekilde her Allahın günü hissettirmeye çalıştığı işte tam da bu. Daha önce de pek hazzetmediğini biliyorduk ama artık düpedüz ‘kurtulunması gereken’ ‘düşman’ olduk.
Yalanla, iftirayla, her gün aşağılayarak, karayalarak yaptığı tam bu. Belki ben bu ülkenin geçmişini iyi bildiğim için daha diken üstündeyim. Zira bu ülke, 60 yıl evvel buna benzer bir ‘provokasyonu’ yaşandı. 1955 yılında, Başbakan Adnan Menderes kontrolü altındaki basına yalan bir haber yaptırdı: “Ata’mızın Selanik’teki evini bombaladılar”
Haberin yayınlandığı günün akşamında Demokrat Parti teşkilatının, meslek kuruluşlarının, gençlik örgütlerinin, resmi kurumların kışkırtmasıyla hem İstanbul’dan hem otobüslerle şehir dışından getirilmiş kalabalıklar akıllara durgunluk veren bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirdi. 1955’deki o ‘halk’ı hortlatmak için elden ne geliyorsa yapılmaya çalışılıyor. İstenen bu mu?