Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Bahçeli’nin “Öcalan çağrısı” ve ikinci kayyım dalgasının ardından “Püskürtmek için ne yapılmalı?” tartışması yerine hâlâ “papatya falı” açılıyor. Görüşen Cumhur liderlerinin “Aramızdan su sızmıyor” açıklamalarına rağmen gazeteci ve politikacılarıyla burjuva muhalefette hâlâ “Erdoğan bilmiyordu” ısrarı sürüyor. Adamların da zaten ısrarcıları ikna amaçları yok. Bu derbeder tartışmanın sürmesinden hoşnutlar.
Tartışma sürerken oysa üçüncü kayyım dalgası geldi. Birincisi, Van’da denenip tepkinin yüksekliği nedeniyle geri çekilirken Hakkâri’ye kayyım atanmasıydı. DEM’i hedef almıştı. Yine de tüm muhalefet tepki vermişti. İkinci dalga, ne kadar “havuç” denebilirse, hemen Bahçeli “havuç”unun peşi sıra geldi. Bu kez üç DEM belediyesiyle DEM’le “kent ittifakı” bağlantılı CHP’li Esenyurt Belediyesi hedef alındı. Tepki az olmadı. Dördüncü dalgaya ise birkaç gün önce tanık olduk. “Emek ve Özgürlük” İttifakının Dersim ve CHP’nin Dersim-Ovacık Belediyesi hedefteydi.
Dikkat edilsin, adım adım, sadece muhalif partilerin değil, halkın da tepkileri ölçülerek ilerleniyor. Ve muhalefet bölünmeye çalışılıyor.