Laf tam yerine oturuyor: MHP “hem suçlu hem güçlü”!
Bir kez MHP=Türk milleti diyorlar. MHP’yi suçlayan Türk milletini suçlamış oluyor! Buna bakıp, başta Özgür Özel olmak üzere herkes kendisine ve sözlerine çekidüzen vermeli. Başkalarıyla birlikte Özel, Türkiye-Avusturya maçında gol sevincini MHP’nin kurt işaretini yaparak gösteren M. Demiral’a sahip çıkmıştı. Türklerin, milliyetçiliğin işareti, biz de milliyetçiyiz demişlerdi mealen. Oysa bal gibi MHP’nin ve üstelik faşizminin işaretiydi (Ve eğer dedikleri gibiydi ise neden kendileri de aynı işareti yapmıyordu?). Bu tür uzlaşıcılıklardan da güç alan MHP’nin kendisini Türk milletinin temsilcisi ilan etmesine şaşırmak gerekmiyor.
Önüne gelene saldırıyor MHP. 12 Eylül mahkemelerinin kayıtları geçmişte emirle işlenmiş cinayetlerin dosyalarıyla dolu. Şimdi yenisi Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi dosyası. Bütün deliller, cinayete dahil olanların kimlikleri ve Bahçeli başta olmak üzere MHP yöneticilerinin cinayet sonrası tutumları MHP’nin olayla doğrudan ilişkili olduğunu kanıtlıyor. Ancak gerek S. Ateş’in yakınları gerek CHP ve eski MHP üyelerinin kurdukları yeni partiler, gerekse olayla ilgilenen örneğin gazeteciler en çok “azmettirici iki başkan yardımcısı”na kadar vardırmakla yetindikleri suçluları “MHP içine sızanlar” olarak tanımlayıp MHP’yi temize çıkarma tutumu izliyor. Hayır, gerçek ortada, MHP ve Ülkü Ocakları, yöneticileriyle kurumsal olarak “işin içinde” ve yargılamanın bu eksende yapılması şart. Ama MHP “güçlü” ve dava çoktan tiyatroya dönmüş durumda.