Evvela, bugüne kadar sürecin iyi yönetilemediğini kabul ederek yola koyulmalıyız. Rıza Sarraf gibi güvenilmez, yolsuz, yozlaşmış bir figürün açtığı belayı ülkenin genel görüntüsünden kazımaya odaklanmalıyız.
Hal böyle olunca davanın siyasi olduğunu söylemek bir tavır hatta doğru da bir tavır ama yeterli değildir. Süreci yönetebilecek ve diplomasi diline hakim ve ülke çıkarlarını koruma kapasitesine sahip yeni ekipler devreye sokulmalıdır.
Çaresiz durumdaki Hakan Atilla’nın avukatlarının gelişigüzel tezleri hariç Türkiye, mahkemede savunulmadığı için bu faaliyeti sahaya yaymak ve davanın sonucu ne olursa olsun Ankara’nın tezlerini bütün muhataplara anlatmak gereklidir. En başta da Amerikalılara… Sadece Trump’a ve yönetime değil ilgili bütün kamuoyu yapıcılarına.