Erdoğan; “IMF’ye borçlanmalar dolarla değil de altınla olsun” dedi. And the economy Oscar’ı goes to Erdogan, Türkiye! Yoksa o Nobel miydi? Şerefsizim benim aklıma da plastik mandal gelmişti!
Fikri ilk duyduğumda, hep 50 liralık benzin alıp zamdan etkilenmeyen adamın beyanı sandım. Ciddiye almadım. İş görüşmesinde biri bankanın insan kaynaklarına bu lafları etse hemen oracıkla helalleşirlerdi.
Bakmayın siz aslında iyi fikir de ufak bir kaç pürüz var. IMF dolar ile borç vermez ki! Keşke biri söyleseydi. Hadi Erdoğan bu lafları etti. Lakin alkışlayanlara ve danışmanlara ne diyeceğiz?
IMF genelde nakit para da vermiyor, kefil oluyor. İşler karışmasın diye Dolar, Euro, Yen, Sterlin ve Yuan’dan oluşan sepet kur yaratıp, adına SDR (özel çekme hakları) diyor. Yani, IMF bunu düşünmüş. Tek bir para birimi yerine kendi para birimi SDR’ı kullanıyor.
Hadi IMF toplandı ve altınla borç verme kararı aldı diyelim. Altını öpücükle almıyoruz. Altın almak için yine “dolar” ödüyoruz. Dolar artınca altın fiyatları da artıyor. Ne fark ediyor? Hiç!
İşte burası benim büyük resmi kaçırdığım yer! Lider ülke değil miyiz? Gelişmekte olan ülkeler bir araya gelip altın günü yapabiliriz. Alırken çeyrek altın alırız. Geri öderken çaktırmadan çeyrek benzeri gram altın ile öderiz. Tabii kameralara çok dikkat etmeliyiz. Sonra arkamızdan “biz onlara çeyrek vermiştik, onlar bize gram yapıştırmışlar” diye laf getirmemeliyiz.