Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
MHP destekli AKP iktidarı her şeyin kendi istediği rotada ilerlemediği bir evreye girdi. “Bitti artık, bir daha gelemezler” diyenlerin iyimserliğine tam olarak katılamıyorum, bu işin bir garantisi yok. Ama öncelikli ihtimal bu; kaybedebilirler. Muhtemelen kaybedecekler. Tabii gelişme bu yönde olursa iktidarı elden kaçırmamak için ne gibi “çare”lere başvuracaklar, bilmiyoruz, ama işleri yolunda gitmiyor. En başta ekonomi Tayyip Erdoğan’ın “müjde” verdiği pırıltılı geleceğe doğru gitmiyor.
Onun için, “ittifak”, seçmene umut verecek bir “proje” ile elinden kayan popülariteyi yeniden kazanmak istiyor. Bu, nasıl bir proje olabilir? Acaba Kürt sorunu, yani bu sorunun olumlu (ve “barışçıl”) bir raya oturması (oturtulması) bu ihtiyaca cevap verebilir mi? Verebilir, ama “barışçı çözüm” Kürtlerin taleplerine teslim olmak anlamına gelmemeli. Biz Türkler bu pazarlıkta “alicenap” tarafız, veriyoruz. “Alan” taraf da almasını, almanın ölçüsünü bilmeli, tadını kaçırmamalı.
Tayyip Erdoğan “bu işi bitiren adam” olmanın kazandıracağı prestiji doğru değerlendirdiği için bunu -bildiğimiz gibi- denemişti. O girişimi tam olarak hangi nedenlerle yarıda kestiğini hala bilmiyoruz. İlle çözüm olacaksa bunun Türk tarafının dikte edeceği “barış” olması gerektiği konumunu savunan “şahin” kesimin gürültülü muhalefetinden ileri geldiğini tahmin edebiliriz. Açıklamanın tamamı olmasa da mutlaka önemli bir payı olmuştu. O cenah bugün de var; tepkisi de farklı olmayacaktır. “Barış marış” diye konuşup durduğumuz bu nesnenin bizim tarafın ilkelerini zorlamayacağının baştan bilinmesi gerek.
Başlıktaki “iş bölümü” kavramı bundan ileri geliyor. İktidarın “iki majör tarafı” bunun içinde bir iş bölümüne gidiyor. Bu rol paylaşımında “barış meleği”ni oynama görevinin Bahçeli’ye verildiğini görüyoruz. Akıllıca bir seçim çünkü böyle bir planın olmaması durumunda en şiddetli itirazın oradan gelmesi beklenirdi. Herhangi bir çözüm sözkonusu olacaksa bunu MHP’nin onaylıyor olması gerek—birçoklarına göre. Öneriyi MHP’nin getirmesi “barış”ın sınırlarını da MHP’nin çizmesini kolaylaştırıyor.