Yolcu uçaklarının açıkça düşme tehlikesi yaratan yapılar bunlar şaka değil. Kanuna dayanarak bu yapıların Valiliklerce Genel Müdürlük tarafından gönderilen yazıya istinaden yıktırması gerektiği belirtilmiş.
Ama valilikler geçtim yıkmayı para cezası bile kesmemiş. Bakın size tek bir rapordan tek bir kuruma ait usulsüzlükleri kanuna uymayan uygulamaları aktardım. Şimdi düşününki bunun gibi onlarca devlet kurumu var. Yüzlerce usulsüz kitaba kanuna uymayan iş ve eylem var. Haliyle ben de bu tabloyu görünce isyan ediyorum. Size yargıda emniyette ya da üst düzey bürokrasideki siyasi ya da dini örgütlenmeyi anlatmıyorum. Basit bir kurumda kitabına göre yapılması gereken basit işlerin dahi yapılamadığını anlatmaya çalışıyorum.
Bu tür şeyler devleti içten çürütüyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyetinin kabile devletine dönmesine neden oluyor. Cezalar ve yaptırımlar da olmayınca herkesin kafasına göre hareket etmesinin önünü açıyor.
Kim hangi köşeyi tutmuşsa devletin kurumları onun etki alanının altına giriyor. Bunları denetleyecek adamların bile masrafını denetlediği yerler karşılıyor. Tuz bile kokuyor.
Maalesef bu durumdan en çok da vatandaş etkileniyor. Kurumları bozulmuş bir devlet ne vatandaşına düzgün bir hayat yaşatabiliyor ne de onun hakkını savunabiliyor.