Şurası bir gerçek ki diplomasi popülizm kaldırmaz. Böyle olmakla birlikte Avrupa’da aşırı sağ hareketlerin yayılan etkisi, istemese bile ötekine de bulaşıyor.
Onun davranışlarını da olumsuzlaştırıyor. Kitleler psikolojisinin tüm kuralları işliyor, herkesi aynı saldırganlık içinde hareket eşitliyor. Özetle, entelektüel düzeyleri taban tabana zıt olanlar dahi kitleler psikolojisi içinde aynı davranışı sergiliyor. Avrupa’da bugün yaşananlar da bunun yansıması.
Çünkü Hollanda’da da 15 Mart günü, yani 3 gün sonra parlamento yenileme seçimi var. Anketlerde aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) yükselişte görünüyor. Bu da iktidardaki Özgürlük ve Eşitlik İçin Halk Partisi (VVD) lideri Başbakan Rutte’nin politikalarını etkiliyor.
Çünkü karşısındaki PVV, camilerin ibadete kapatılmasından tutun da Kuran’ın yasaklanmasına, mülteci barınma merkezlerini kapatacağı vaadine kadar uzayan irrasyonel vaatlerle oy topluyor. Türkiye ile gerilim işine yarıyor…
(…)
Ayrıca, Avrupa ile yaşanan gerilim belki ilk aşamada kararsız olan veya ‘Hayır’dan ‘Evet’e dönmeye meyilli milliyetçi kesimde belki bir getiri sağlıyordu.
Ama saha da gösteriyor ki gerilimin bu zeminde devamı terse çalışıyor.