Adana’nın Aladağ ilçesindeki yurtta çıkan yangında çocuklarını yitirenlerin açtığı tazminat davasında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yurtta ‘hiçbir eksiklik olmadığına dair’ üç raporu dayanak göstererek savunma yaptı. Gerçek dışı olduğu belirtilen son iki rapora imza atan iki görevli halen ‘taksirle ölüme sebebiyet’ suçundan yargılanıyor.
Aladağ ilçesinde, Süleymancılar Cemaati’ne ait kız öğrenci yurdunda çıkan yangın 11’i çocuk 12 kişi hayatını kaybetmişti. Faciadan sonra yurdun bağlı olduğu derneğin altı yönetim kurulu üyesiyle yurt müdürü hakkında Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Ardından dört itfaiyeci ve yurtta yangın söndürme tüplerini tedarik etmeyen iki kişi daha sanık olmuştu.
Son olarak yurtta 17 Aralık 2015 ile 26 Mayıs 2016 tarihlerinde kaymakamlık çalışanı Cihan Ünal ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Davut Gökçeli’nin yaptığı denetimde elektrik tesisatı ve yangından korunma sistemi uygun olmadığı halde ‘yangına karşı gerekli önlemler alınmıştır’ diye rapor yazıldığı belirtilmişti. Ünal ve Gökçeli’ye de dava açılmıştı.
Hürriyet’ten İsmail Saymaz’ın haberine göre üçü tutuklu 18 sanıklı dava Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken, ailelerin avukatlığını üstlenen Sosyal Haklar Derneği, Adana 2’nci İdare Mahkemesi’nde (MEB), Aladağ milli eğitim müdürlüğü ve Adana belediyesine tazminat davası açtı.
Davada MEB tarafından yapılan savunmada, öğrenci yurdunun maarif müfettişlerince 26 Ekim 2015’te, ilçe milli eğitim müdürlüğü denetim ekibi tarafından da 17 Aralık 2015 ve 26 Mayıs 2016 tarihlerinde olmak üzere toplam üç kez denetlendiği belirtilerek, “Yurtta herhangi bir eksikliğin bulunduğu bilgisi bakanlığımızda bulunmamaktadır” dendi. Ancak bakanlığın savunmasında sunduğu son iki rapora imza atan iki kamu görevlisi, gerçek dışı bilgiler verdikleri için hala yargılanıyor.
Cemaat yurduna milli eğitim müdür yönlendirmişti
Davalılar arasındaki Adana milli eğitim müdürlüğünce yapılan savunmadaysa Aladağlı çocukların Kozan Yatılı Bölge Ortaokulu pansiyonuna yönlendirildiği öne sürüldü. Savunmada, “Öğrencilerin bir kısmının Özel Aladağ Kız Öğrenci Yurdu’nda kalmalarıyla idarenin eylemleri arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Bu nedenle hizmet kusurundan kaynaklanan bir tazmin yükümlülüğünden söz edilemez” dendi. Oysa eski Aladağ milli eğitim küdürü Mehmet Aktaş, velileri Süleymancıların yurduna yönlendirdiği ve denetim görevini yerine getirmediği için yargılanıyor.
Adana büyükşehir belediyesi tarafından yapılan savunmada da yurdun bulunduğu alanda sorumluluğun MEB’e ait olduğu ve itfaiyeye geç haber verildiği öne sürülerek şöyle dendi: “Yangının evvelinde çevredeki 30’a yakın kadının bir araya geldiği, ilk müdahalenin kadınlar tarafından yapıldığı, uzun bir zaman geçmesine rağmen itfaiyeye haber verilmediği… Böylelikle yangın artmış, ölümler yaşanmıştır. Küçük bazı tedbirlerle olayın faciaya dönüşmeden önlenmesi sağlanabilecekken, dernek yöneticileri bakım ve koruma tedbirlerini almamıştır.”
Sosyal Haklar Derneği avukatı şunları söyledi: “MEB’in bu savunması, denetimin ne kadar eksik ve yetersiz yapıldığını ortaya koyuyor. MEB diyor ki, ‘Bana bildirilmedi.’ Zaten bu sorun, idari yapılanmanın yanlışlığından kaynaklanıyor. Denetimler düzgün yapılsa böyle bir katliam olmazdı. Şimdi buna sığınarak, ‘Benim bilgim yoktu’ diyor ve sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor.”