Merkez Bankası (MB), politika faizini yüzde 50’de sabit tuttu.

Martta politika faizi yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükselten MB, nisanda faizi sabitte tutmuştu.
Banka bu ay da politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bıraktı.
MB’nin faiz kararıyla ilgili açıklaması şöyle:
* Nisan ayında aylık enflasyonun ana eğilimi sınırlı bir zayıflama kaydetmiştir. Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talepte ilk çeyreğe kıyasla yavaşlamaya işaret etmiştir. Bununla birlikte, tüketim malı ithalatı nisan ayında artarak cari işlemler dengesindeki iyileşmeyi sınırlamıştır. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir.
* Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon yılın ikinci yarısında tesis edilecektir.
* Makroihtiyati çerçevede sadeleşme ve piyasa mekanizmasının işlevselliğini artırma amacı kapsamında, menkul kıymet tesisi uygulaması sonlandırılmıştır. Son dönem kredi büyümesi ve mevduat gelişmeleri göz önünde bulundurularak, makro finansal istikrarı koruyacak ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek ek adımlar atılacaktır. Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası finansal varlıklara talebiyle oluşan likidite fazlası ilave tedbirlerle sterilize edilecektir.
* Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Ne olmuştu?
İktidar uyarılara rağmen düşük faiz politikasında ısrar edince ekonomi krize girmiş, işleri toparlaması için Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan gibi ‘piyasanın sevdiği’ isimler göreve getirilmişti. Yeni yönetimin ekonomi politikalarını ‘normalleştirmesi’ ve Merkez Bankası’nın da faiz artırması bekleniyordu. Ancak faiz artışı ilk iki toplantıda yapılsa da ekonomistlerce yetersiz ve eksik bulundu. Bu da yabancı yatırımcıda soru işaretlerinin devam etmesine neden oldu.
Fakat 24 Ağustos’taki 750 baz puanlık artış beklentilerin üzerinde gelerek piyasalarca olumlu bulundu. MB, son olarak ocakta 250 baz puan artışla faizi yüzde 45’e yükseltmişti.
Türkiye ekonomisinde döviz ihtiyacıysa sürüyor. Şimşek bu nedenle seçim sonrası döviz bulabilmek için yönünü Körfez’e çevirmişti.
Şimdi, Batı yatırımlarını çekmek için de kollar sıvandı. Erkan ve Şimşek, JP Morgan’ın ağustos başında İstanbul’da düzenlediği yatırımcı toplantısına katılmıştı. JP Morgan Türkiye Masası Başkanı Burak Kaynak, Erkan’ın enflasyon görünümü ve para politikasına odaklanan kapsamlı ve teknik bir sunum yaptığını söylemişti. Son dönemde Şimşek Fransa ve Britanya’da yatırımcılarla görüşmüş, Fas’ta IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantısına katılmıştı. Şimşek yönünü sonrasında yeniden Körfez’e çevirmişti.
7 Eylül’de Dünya Bankası, ‘ekonomiyi istikrara kavuşturmak için’ Türkiye’ye 35 milyar dolarlık (937 milyar 598 milyon 550 bin TL) yatırım paketini duyurmuştu.