Adalar silahlandı diye bize iadesini istemek, haklıyken haksız olmaktan başka bir işe yaramıyor. Dünyaya silahlanmanın bizim için neden ve nasıl tehdit oluşturduğunu, doğrudan tarafı olmadığımız antlaşmaların hangi maddelerinin ne tür bir silahsızlanmayı yasakladığını anlatmamız, anlatabilmemiz, Libya ile 27 Kasım 2019’da imzaladığımız MOU gibi önleyici ve yaratıcı diplomatik müdahalelere ağırlık vermemiz gerekiyor.
Daha yapılacak, yapılabilecek çok şey var. Yunanistan’ı farklı konularda Adalet Divanı’na “şikayet etmek” de bunlar arasında. İstendikten sonra diplomaside çareler tükenmiyor. Bazen bir sivil toplum inisiyatifinin temasları bile ikili ilişkilerde fırsatlar ortaya çıkartabiliyor. Yeter ki isteyelim, diyaloga ve müzakereye en zor zamanlarda dahi imkan tanıyalım. Bir de tehdit dilini hukuk terminolojisine dönüştürelim…