Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden madencilerin ailelerine yapılacak yardımlar konusundaki tweet’i sonrası önce hükümet yanlısı basının, ardından da bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tepkisini çeken Hürriyet yazarı Melis Alphan, kendisine yönelik tepkilere açık mektupla yanıt verdi.
Aynı metni kullanan gazetelere tepki
Melis Alphan’ın tartışma konusu olan sözleri şöyleydi: “Bu yardım kampanyalarına destek olmayın şimdilik. Deprem gibi değil, insanların evi barkı var. Yapacağınız yardımlar sadece hükümetin ekmeğine yağ sürüyor. Ve uzun vadede mağdurlara zararı dokunacak.”
Bu açıklamasının ardından hükümete yakın Yeni Şafak, Akşam, Star ve Vakit gazetelerinin yanı sıra eski gazetesi olan Milliyet, Alphan hakkında birebir aynı cümleleri içeren bir haber yayımlamış; Hürriyet yazarı adeta hedef gösterilmişti.
Ahmet Kekeç’e sert eleştiri
Alphan ise Hürriyet’in yanı sıra kişisel facebook sayfasında da yayımlanan mektupta, ‘Siz gerçekten de aklınızı yemişsiniz’ başlıklı yazısında kendisine ‘patolojik hal‘ yakıştırması yapan Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç’e seslenerek bu ‘haber metni‘ne tepki gösterdi:
“5 internet sitesinde noktasına virgülüne, hatta tashihine kadar tamamen aynıdır. Hayır Ahmet Bey, hayır; bu bir haber değildir. Dünyanın hiçbir yerinde bu metin bir haber değildir.”
‘Cımbızlanan birkaç cümle üzerine…’
Hürriyet yazarı Ahmet Kekeç’e, “Alıntıladığınız bölüm, hurriyet.com.tr’de yayımlanan uzun bir yazınının yalnızca bir paragrafıydı. Gerisini merak etmediniz, okumadınız, artniyetle cımbızlanan birkaç cümle üzerine koca bir yazı inşa ettiniz” diye seslendi.
‘Beşir Atalay mesajımı aldı’
Melis Alphan, açık mektupta şu açıklamayı da yaptı: “O yazım, başkalarının kabahatiyle acının en büyüğünü yaşamış insanların daha fazla mağdur olmaması için bir uyarıydı. Nitekim adresini kısa sürede buldu ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay yardımların dağıtılacak tazminatlardan düşülmeyeceği güvencesini verdi.”
Alphan’ın açık mektubunun tam metni şöyle:
“Açık mektup
Sayın Ahmet Kekeç,
Oturup köşenizden ahkamınızı kesmişsiniz ancak bana vermeye çalıştığınız dersin gereğini keşke önce kendiniz yerine getirseydiniz.
Evet, bir iddiada bulundum ve bunun gerekçelerini de tek tek sıraladım. Alıntıladığınız bölüm, hurriyet.com.tr’de yayımlanan uzun bir yazınının yalnızca bir paragrafıydı. Gerisini merak etmediniz, okumadınız, artniyetle cımbızlanan birkaç cümle üzerine koca bir yazı inşa ettiniz.
Yazık…
Oysa tartışmalı bir demeçle karşılaştığında gazetecinin ilk sorması gereken soru “Öncesinde, sonrasında ne denilmiş?” olmalıdır. Bu dersi de ben size vereyim.
Bu soruyu kendi kendinize sormuş olsaydınız, böylesine dayanaksız, tutarsız bir yazı kaleme alamayacaktınız. Ama niyet halis olmayınca, akıbet de böyle oluyor demek ki!
Bu bilgiyi aldıktan sonra, ‘patalojik hal’le ilgili değerlendirmenizi belki tekrar gözden geçirirsiniz. İçinizde kalmasın; bir de gülüp geçersiniz. Hem gülmek iyidir, güzeldir. İyiye, güzele o kadar ihtiyacımız var ki şu günlerde, üzerine belki teşekkür de edersiniz bu olanağı size sağladığım için.
Yazınızda bilgi eksikliğine dayalı bir yorum daha var ki, onu da düzeltmeden geçemeyeceğim.
‘Merkez medyamızın güllerinden’ diye tanımladığınız Milliyet’in ‘kupkuru bir dille yazılmış, kupkuru bir haber’ dediğiniz metni bir haber değildir.
Doğruluğu kontrol edilmeden, bir yazının sadece bir bölümü alınarak, hedef gösterme amacıyla kullanılmış kelimeler dizisidir. Öyle bir kelimeler dizisidir ki, 5 internet sitesinde noktasına virgülüne, hatta tashihine kadar tamamen aynıdır. Hayır Ahmet Bey, hayır; bu bir haber değildir. Dünyanın hiçbir yerinde bu metin bir haber değildir.
Yapılanları onaylarsınız, onaylamazsınız bu sizin bileceğiniz iş. Herkesin meşrebi farklıdır. Ancak bu yazınızla son dönemin moda tabiriyle ‘haysiyet cellatlığı’na soyunmuş bir grupla kol kola girdiniz.
Benim için ne para pul, ne iktidar, şu yerküredeki hiçbir değer insan hayatının önündedir. O yazım, başkalarının kabahatiyle acının en büyüğünü yaşamış insanların daha fazla mağdur olmaması için bir uyarıydı. Nitekim adresini kısa sürede buldu ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay yardımların dağıtılacak tazminatlardan düşülmeyeceği güvencesini verdi.
Benim içim rahat, işimi doğru yapmanın huzuruyla dolu.
Ya siz şimdi nasıl hissediyorsunuz?
Not: Arayıp bulması size zor gelir, 5 internet sitesinde çıkan aynı metnin linklerini veriyorum.
İyi çalışmalar
http://www.milliyet.com.tr/hur
http://haber.stargazete.com/me
http://www.aksam.com.tr/guncel
http://yenisafak.com.tr/gundem
http://www.habervaktim.com/hab