Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Yenidoğan çetesi denen garabetin bu hafta görülen duruşmaları, sanık savunmalarıyla geçiyor ve gündemi dolduruyor.
Peki bu rezillik, birkaç kişi ve kuruluştan mı ibaret? Bebek hayatıyla oynayacak kadar gözünü kan bürümüş bir yapının varlığı bilindiği halde soruşturmanın geciktirilmesi bir yana, çok daha yaygın, sistematik bir sağlık skandalıyla karşı karşıyayız.
Neden? Birincisi, bu davanın ötesinde, soruşturmalarda adı geçen kimi hastanelerin 2007’den beri yolsuzlukları tespit edilmesine rağmen hiçbir şey yapılmamış! İkincisi, sağlık hizmeti ihalelerine “ticari sır” denmesine rağmen kimi yolsuzluklar Sayıştay raporlarına yansımış.
Konuyu en iyi takip edenlerden biri, CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala’yı aradım… Uludağ Üniversitesi’nde başhekimlik yapmış, Halk Sağlığı uzmanı Dr. Pala’nın ilk tepkisi “Görünen, buzdağının ucu bile değil” oldu.
Yolsuzluk o kadar derin ve sistematik ki, şikayetler üzerine sadece Şafak Hastanesi’ne 32 defa Sağlık Bakanlığı müfettişleri gitmiş, rapor yazmış fakat hastanenin SGK anlaşması dahi iptal edilmemiş!