Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Gelelim sigara meselesine!
Kıymetli arkadaşım, lokantaların, özellikle meyhanelerin çoğunda “dumanaltı” olmaktan şikâyet ediyor!
Bu konuda kendisine pek katılmıyorum. Çünkü aklı başında olan hiçbir lokantada sigara içilmiyor. Yasağın yanı sıra müşteriler de artık bu kurala uymakta titizleniyorlar.
Mekanlar, sigara için özel bölümler hazırlıyorlar.
Müşterisine sigara için yer gösteremeyen birçok lokantanın kapandığını söyleyebilirim!
Sigara artık, merdiven altlarına gizlenmiş, mütevazı lezzet duraklarında tüttürülüyor. Bu adresler, zaten herkesin malumu! Yetkililer bile bildikleri halde oralara pek uğramıyorlar!
İşiniz, lokanta tavsiye etmekse, bu mekanları mutlaka bilirsiniz.
Bile bile insan kendini zehirler mi? Gitmezsiniz, olur, biter!
Sigara içilen meyhaneler faslına geçersek!
Meyhanenin felsefesinde sigara ve içki var. Ayrılmaz ikili. “Rakı, tütün-Keyfimiz bütün” diye bir deyiş vardır bu ikiliyi destekleyen! Fasıl söylerken de göz yaşını silerken de dumanın halkalarına takılmak âdettendir. O dumandan halkalar, derdinizi sizden alıp, başka yerlere doğru uçurur.
Bence, “meyhane ruhsatı” olan mekanlara özel sigara içme izni vermek gerekir.
Ehli Keyfler ve Şikemperverler, meyhanede sigara içildiğini bilirler. Ya seslerini kesip, dumanaltı olmayı göze alarak neşenin ve üzüntünün içine gönüllü olarak akarlar. Ya da yeme-içme rotalarındaki meyhaneleri defterden silip, atarlar.