Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Becerebilseler kendilerine benzemeyenleri topluca öldürüp; yok etmek de isteyebilirler.
Bunlara “dinci” diyorum, kendi halindeki mütedeyyinlerden ayırabilmek için.
Çünkü bunların dertleri aslında İslam filan değil, tahakküm kurmak.
İstatistiklere bakacak olursak kâğıt üzerinde memleketimizin yüzde 99’u Müslüman.
Gerçek hayatta da “dinin nedir” diye soracak olsak, bu kadar değilse bile ezici çoğunluk “İslam” yanıtını verir.
Hepimizin İslam’dan anladığı farklı.
Beş vakit namazında, kitabın her gerektirdiğini yapanlar var. Öte yandan abdestinde, namazında ama kul hakkı filan takmayanlar var. Abdestinde namazında ama kolayca yalan söyleyen var. Alnı seccadede ama gözü rüşvette, avantada olan var. Bu işlere çocuklarını bile bulaştıranlar var.
Bayramdan bayrama, cumadan cumaya camiye giden, kurban kesen, umreye giden var. Orucunu kaçırmayan ama 11 ay içki de içebilen var, başını örtmeyen var. Kimisi çarşaflar içinde gezmeyi tesettür olarak görüyor, kimisi başını örtmeyi yeterli buluyor.
Yılbaşı’nda çoluk çocuk televizyonun karşısında çerez meyve yiyip eğlenen, toplanıp parti yapanlar da var. Var oğlu var yani!
Kimin daha iyi Müslüman olduğuna karar verecek merci bir tane ve o da her yerde olmakla birlikte aramızda gezinmiyor.
Ama bu “dinciler” için tek ölçüt var: Kendileri!