Eskiden siyaset üstü duruş sergileyen yazarlar, şairler ve gazeteciler vardı…
Bize göre medya siyaseti dizayn etmeye başladığı günden beri eski alışkanlığını sürdürüyor.
Bu değişim ve dönüşümlerin sonrası yazısına veya özlük haklarına sahip çıktığı kadar kurumuna sahip çıkmakta zorlandı.
Aidiyet duygusu ise tamamen duygusal hale geldi. Karşılıklı vefasızlıklar sektörü büyük bir çıkmaza soktu…
Okuyucusunu, seyircisini bilgilendirmek yerine, kendi içerisindeki yönetimlerden intikam almak uğruna sabahtan akşama kadar sahte adreslerle sosyal medyaya yalan dolan haberleri gönderdi…
Ve gazeteci gazetecinin kurdu olup çıktı.
Her kapıya lazım gibi operasyonel pis oyunlarla herkese saldıran, hakaret eden marazi tipler çıktı.
Bunların birçoğu istihbaratçı diye geçiniyor…
Devletin derinliklerinden kendisine haberler veriliyormuş gibi, şizofren portreler sektörü sürekli kirletti.
Kirletmeye de devam ediyor…
Diyoruz ki bu hastalıklı sistem artık değişmeli… İstihbaratçı diye geçinen, marazi duruş sergileyen arıza tiplerden devlet ve medya kendini kurtaramıyorsa sektör kendisini asla düzeltemeyecektir…
Ve Araf’ta gün tüketmeye devam edecektir…