Meğer Kürtlerin ve Türklerin umutlarını istismar eden PKK, çözüm süreci boyunca şehirlere silah ve bomba depolamış, hendekler ve barikatlar kazmış. Şimdi Öcalan diyor ki: “O süreci biz yok etmedik.” Eğer bu bir kandırmaca değilse, yani Öcalan bir taraftan “Artık silahlı dönem bitti, silahları bırakın” derken arkadan gizlice Kandil’e dönüp “Çözüm sürecinden istifade şehirlere silah depolayın, barikatlar kazın” talimatları göndermediyse, Kandil Öcalan’a fena kazık atıyor demektir.
Zaman zaman Kandil’le Öcalan’ın ‘iyi polis’, ‘kötü polis’ rolleri oynayarak kafaları karıştırdıkları yönünde yorumlar yapıldı. Böyle bir ihtimali her zaman dikkate alsak bile, Suriye bağlamında Kandil’in sergilediği kirli oyun gösteriyor ki, PKK artık Öcalan’ın kontrolünde bir örgüt değildir.
Dolayısıyla şimdi Öcalan’ın çıkıp, “Bu işi altı ayda bitiririz” demesinin hiçbir kıymeti harbiyesi bulunmuyor. Türkiye’de devletin de, toplumunda bu konuda yeni bir tiyatroya tahammülü yoktur.
Ayrıca Öcalan’ın adamları uluslararası çapta taşeronluk işlerine başladılar. Suriye’de Amerika ile fingirdeşiyorlar, dolayısıyla Öcalan’a artık ihtiyaçları yok.