Evet Türkiye NATO’nun çok önemli ülkelerinden birisi, AB ile tam üyelik müzakereleri yürütüyor. Ancak var olan bu yapı, Türkiye’nin bütün yumurtaları aynı sepete koyması anlamına gelmiyor elbette. Batı camiası içinde yer alan Türkiye Şangay’ı oluşturan Çin’le de, Rusya ile de, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan ile de ikili ilişkilerini en üst seviyede sürdürmeye devam edecektir.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Şangay’a ilişkin açıklamalarını daha geniş açılı bir Türkiye perspektifi ile okumakta yarar var. Ancak bizde siyasi liderlerin değerlendirmeleri genelde ezberlenmiş şablonlar üzerinden okunduğu için bir anda “Yaşasın Şangay’a giriyoruz, NATO’dan çıkalım, zaten AB de Hristiyan kulübü” benzeri sloganlarla yeri göğü inletiyoruz.
Bu manzara memlekette eli kalem tutan elit konumundaki kesimlerin kalite düzeyini göstermesi açısından son derece manidardır. Kimse çıkıp “Bir dakika neyin nesidir bu Şangay” deme ihtiyacı bile hissetmiyor. Çünkü dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri kendi zihni melekeleriyle değil, tamamen ezberlenmiş siyasi şablonlarla değerlendirdikleri için herhangi bir sorumluluk duygusu da taşımıyorlar. Bir adım sonrası uçurum olsa bile umurlarında olmuyor.