Yaklaşık bir aydır Türkiye, suç örgütü lideri olarak tanımlanan Sedat Peker’in iddialarıyla çalkalanıyor. Doğal olarak insanlar, iddiaların muhatabı olan bakandan ve ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiş yöneticilerden tatmin edici açıklamalarla birlikte demokrasilerin en temel vasfı olan “hukuk”un atacağı adımları bekliyorlar.
Ancak görüldü ki ne İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, ne de ülkeyi yönetenlerin toplumu ikna etmek gibi bir gündemleri yok. Soylu iki hafta boyunca televizyonlarda gösteri yaptı ve sanki lisanı hal ile bütün bu iddiaların ”fasa-fiso” olduğunu söyleyerek “Aaaa kuşa bak…” deyip kapımıza dayanan 1990’ların sisleri arasında arkasına bakmadan yürüyüp gitti…
Maalesef AK Parti iktidarı uzun süredir siyaset üretemediği için ülke sorunlarını çözme kabiliyetini de yitirmiş bulunuyor. Ayrıca yönetim krizi yüzünden her geçen gün derinleşen ekonomik krizi, vicdanları yaralayan hukuksuzlukları ve üzerine gidilemeyen kirliliklerin varlığını artık çok da önemsemiyor.
İyi güzel de bütün “Vatan-millet” söylemlerine rağmen neden vicdanlar rahat değil?
Neden insanlar devletin bakanlarına değil de, bir suç örgütü liderinin söylediklerine daha çok itibar ediyor?
Çünkü bu ülkede yaşayan insanlar henüz toptan akıllarını yitirmediler.