Düşününüz ki kendisi hakkında FETÖ ile iltisakı hususunda toplumda oluşan bir kuşku var lakin AK Parti’den aday adayı… Veya bulunduğu yerde en fena ve zararlı biri olarak tanınıyor, bir bakıyorsunuz kalkıp AK Parti’den aday adaylık başvurusunda bulunmuş. Bu sıfatıyla kalkıp yerel basına demeçler veriyor vs…
Yarış sürecinde kendini seçtirmek için her yolu mübah görerek AK Parti’nin misyonunu kirletenler de cabası…
AK Parti’yi bu süreçlerde sanki öteki partilerden bir farkı yokmuş algısına büründürenlerin yol açtığı tahribat hiç de azımsanacak ölçüde değil.
AK Parti liderinin her seferinde dile getirdiği dava hassasiyeti mi?
Ne gezer!
“Görev istenmez verilir!” anlayışıyla hareket eden dava adamlarının çoğu zaten aday adaylık süreçlerinden uzak duruyorlar. Adaylık başvurusunda bulunanlardan çok azı da dava ahlakı gereği kendilerini öne çıkartmaktan haya ediyorlar.
Mesela kendi reklamları için para dağıtmıyorlar. Kendi köşelerini isim empoze etmek için kullanan gazetecilerle iş tutma yoluna gitmiyorlar. Anketlerde veya telefon aramalarında isimlerini söylesinler diye el altından birilerini görme yoluna da gitmiyorlar.
Temayül yoklaması faslına hiç girmeyeyim. Orada dönen siyasetin kirli çarkları AK Parti misyonunu aşındırıyor.