Döne döne aynı şeyi yaşıyoruz: AKP, Türkiye’nin dış politika ihtiyaçlarını, kendi siyasi hedefini gerçekleştirmenin ve iktidarını sürdürebilmenin aracı haline getiriyor.
Rusya Devlet Başkanı Putin, Erdoğan’a “PYD’ye karşı Ankara-Şam işbirliği” önerdiğinde, AKP bunu kendi “ÖSO nüfuz bölgesi inşa etme” hedefiyle birleştirmeye çalıştı. Çavuşoğlu “Suriyeli muhalifler ile rejim arasında barış olması gerekir” derken de Erdoğan “güvenli bölgeye sığınmacı göndermeyi” açıklarken de hedef Suriye’de “ÖSO nüfuz bölgesi” inşa etmekti.
Öyle olduğu için de o zaman uyarmıştık: “Olması gereken Ankara’nın Esad ile ÖSO’yu barıştırmaya çalışması değil, ÖSO’ya desteğini çekip Türkiye’deki karargâhını dağıtmasıdır. ÖSO’ya destek kesilirse Ankara-Şam normalleşmesi zaten başlar.” (Cumhuriyet, 13.8.2022)
Bırakın ÖSO’yu dağıtmayı, şimdi ÖSO’dan “düzenli ordu” kurma peşindeler. Neden peki?
Biliyorsunuz, ÖSO’yu Kuvayı Milliye’ye benzetmişlerdi. O benzetmeden hareket edersek, şunu sormak zorundayız: Hedefiniz “Kuvayı Milliye’den düzenli orduya” geçişteki gibi bir taarruz ordusu inşa etmek mi? Geçiniz!