FUSUN S. NEBİL
Son 10 senedir, İngiliz hükümeti, Hollanda hükümeti ve diğerleri, ülkelerine ‘bilişim-telekom’ yatırımlarını çekme yolunda çeşitli programlar düzenliyor. İyi de yapıyorlar. Ekonomilerinin neden önde olduğunu anlatan mentalite bu. Bu ülkelerdeki yetkililerle konuştuğunuz zaman, “Bu çağda, en iyi atılım yapılacak endüstri budur” diyorlar.
Doğrudur; bilişim sektörü fazla yatırım yapmadan, para kazanmaya başlanan ve günün sonunda da müthiş başarılara imza atılabilen bir sektör. 17-25 yaş bandındaki kişilerin kurduğu ama bugün Türkiye GSMH’sine yaklaşan değerlere ulaşan Google ve Facebook’u düşünün.
Fırsatı kullanamıyoruz
Bu haliyle de bilişim sektörü, önce matbaa, sonra sanayi devrimini kaçıran ve sermaye birikimi düşük, genç nüfusu yüksek ülkemiz açısından da önemli bir fırsat.
Ama bu fırsatı kullanabiliyor muyuz?
Pek öyle gözükmüyor. Ülkemizin de üyesi olup rakam paylaştığı, Uluslararası Bilişim Birliği (International Telecom Union – ITU) tarafından iki gün önce açıklanan rapora bakarsanız, ‘Bilgi Toplumu 2014’ araştırmasında [1], 67’nci sıradaki Trinidad Tobago’nun arkasından, Bilişim-Haberleşme endeksinde 68’inciyiz.
Bunun anlamı, bugünün ticari ve finansal hayatında en önemli bileşen sayıyan bilişim-haberleşme teknolojilerinin bulunurluğu ve kullanılabilirliği sıralamasında 166 ülke arasında, ancak üçte birden sonraki ilk 10’da olduğumuz.
‘Dünyanın en büyük 10cu ekonomisi olacağız’ hedefini koyan bir hükümet için ne talihsiz bir sonuç.
‘Küresel İnternet Erişim Endeksi’ ya da ‘Küresel Bilişim-Telekom Endeksi’ gibi listelerde de ya yerimizde sayıyoruz ya da geriliyoruz. Bunda bir tuhaflık var; biz hangi 10’uncu ekonomi olmayı hedefliyoruz. Sondan 10’uncu en büyük mü?
Bugün özel hayatlar bir yana, ticaret ya da finans ya da devlet işlemleri için ‘internet’ ya da ‘bilişim’ olmazsa olmaz hükmünde. Siz ilerlemek istiyorsanız, 10cu büyük ekonomi olmayı hedefliyorsanız, hani bunun araçları?
Genişbant sahipliğinde 69’uncu ve mobil internet sahipliğinde 60’ıncı sıradayız
Ülkemizin önce matbaa devrimini, sonra sanayi devrimini kaçırdığını bilmeyenimiz yoktur ama şimdilerde bilişim devrimini de artık kaçırmış gözüküyoruz. Çünkü hükümet internet, haberleşme ve bilişim sektörüne özen göstermiyor, hatta giderek belki de engelliyor.
Engelliyor diyoruz çünkü son üç dört yıldır ülkemizde fiber yatırımların önü kesiliyor. Önce belediyeler tarafından ‘yasal kazı izni verilmeyerek’, sonra ‘Türk Telekom’dan izin alınmasını getiren bir yönetmelik’ yoluyla. Siz olsanız rakiplerinize izin verir misiniz?
Fiber yatırım neden önemli derseniz; 100 yıldan uzun bir süredir ülkelerin önce devlet tekelleri ve vergilerle, sonra özel sektör kanalıyla kurdukları bakır altyapılar, ses iletmeye uygun, veri iletmeye ise uygun değil. Veri iletmeleri için bazı teknolojiler (DSL gibi) geliştirildi. Ama veri iletiminde asıl önemli olan fiber hatlar.
İşte bu fiber hatların döşenmesinin yavaşlatılması ya da engellemesi neye yol açıyor derseniz; o da bir ay önce açıklanan başka bir ITU raporunda yer alıyor[2].
Buna göre Türkiye hem mobil, hem de sabit genişbant sahipliğinde (hükümetin cafcaflı açıklamalarının tersine) ilk 50’ye bile girememiş durumda. Sabit genişbant sahipliğinde 69’uncu sıradayız, mobil sahipliğinde ise 60’ncı sırada gözüküyoruz.
Tabi bu sonuçlar da yazımızın başında yer alan sonuçlara neden oluyor. Yani ICT endeksindeki 68’inciliğe. Ve bu sonuçlar da, ekonominin ilk 10’a ulaşmasının önünü tıkıyor.
Bu arada sosyal medya kullanımı konusunda da sıralamanın gerisinde gözüküyoruz. Aynı araştırma Türkiye’de sosyal medya kullanıcılarının yüzde 44 olduğunu gösteriyor. Ama mesela Kanada’da bu rakam yüzde 82.
Ya sonra…
Genç nüfusuyla heyecan verici bir ülke olan Türkiye’nin önü ’10’uncu ekonomi olacağız’ propogandası yapan siyasiler tarafından bizzat kesiliyor. Bunun nedenleri çok; sosyal, siyasi ya da bazı firmaların kayırılması gibi nedenleri olduğunu düşünüyoruz.
Ama bugün sadece özel hayatlar değil, ticaret de, sanayi de, finans da artık internet ve bilişimin üzerinden dönüyor. Buradaki gerileme, reel dünyaya yansımayacak sananlar aldanır.