Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Kızılay’ın HIV virüsü bulaşma riski nedeniyle LGBTİ’lerden kan bağışı kabul etmemesini ‘bilimsel bir gerçeklik‘ olarak savunurken, “Şu ana kadar bir tepkiyle karşılaşmadık” dedi.
Oysa Türkiye’de heteroseksüel ilişkilerde konulan AIDS teşhisi, eşcinsel ilişkilere göre neredeyse beş kat daha fazla. Ayrıca LGBTİ örgütleri de Kızılay’ın bu uygulamasını birçok kez protesto edip imza kampanyaları başlatmıştı.
Beyaz TV’de Tahir Sarıkaya’nın sunduğu programa katılan Akar, Kızılay’ın neden LGBTİ’lerden kan bağışı kabul etmediğine dair soruya şu yanıtı verdi: “Bizim kimsenin eşcinselliğiyle, biseksüelliğiyle, heteroseksüelliğiyle derdimiz yok. Yalnız eşcinseller kan verme konusunda risk grubunda. ‘AIDS virüsü’ eşcinsellerde yoğun olarak gözükür ve eşcinsel ilişkiyle başkalarına bulaşır veya kan yoluyla bulaşır.”
Ancak AIDS bir virüs değil, HIV etkeni nedeniyle insanlarda bağışıklık sisteminin çökmesine neden olan hastalığın adı. Ayrıca Sağlık Bakanlığı 2013 verilerine göre, Türkiye’de toplam 6 bin 802 HIV/AIDS vakası bulunurken, en sık görülen bulaşma yolunun başında yüzde 46,1’le heteroseksüel cinsel temas geliyor. Eşcinsel ilişkilerde ise bu oran yüzde 9,9.
Tepkileri duymamış!
Öte yandan Akar, yanlışlarla dolu savunmasını, “Bu bilimsel bir gerçeklilik olduğu için eşcinsellerden şu ana kadar bir tepkiyle karşılaşmadık” diye sürdürdü. Ancak geçmişte birçok LGBTİ örgütü ve üniversite dernekleri Kızılay’ın bu politikasına karşı eylemler düzenlemiş, 19 LGBTİ örgütü de Kızılay’ın bu homofobik tavrına karşı imza kampanyası başlatmıştı.
Uruguay, Meksika ve Portekiz’de serbest
Dünyada da benzer homofobik bir yaklaşım bulunsa da Uruguay, Meksika ve Portekiz gibi ülkelerde eşcinsel ve biseksüel erkeklerin kan bağışları kabul ediliyor. İngiltere, Galler ve İskoçya‘da son bir yıl içinde eşcinsel ilişkiye girmemiş kişiler kan bağışlayabiliyor.
ABD’de ise bazı sağlık örgütleri ve sivil toplum kuruluşları bu yasağın kaldırılması için kampanyalar düzenliyor.
Son olarak Danimarka’da kan stoklarının tükenmesi sonrasında eşcinsellerden de kan bağışı kabul edilmesine yeşil ışık yakılmıştı.