CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç Libya’da ölen MİT ajanının daha önce TBMM’de duyurulmuş kimliğini açıkladıkları gerekçesiyle tutuklandı. Savcılık, 2011’de ‘Fethullahçı yapının’ sonradan ‘kumpas’ diye nitelendirilecek operasyonuyla 19 ay tutuklu kalan Terkoğlu ve Pehlivan’ı, haberde kullanılan asker fotoğrafının sızdırılmasıyla ilişkilerdirdi.
Savcılığın açıklamasına ve gazetecilere yönelttiği sorulara göre haberdeki askerin fotoğrafı resmi bir platformdan sızdırıldı. Sızdıran kişileri bulmaya çalıştığını savunan savcılık, gazetecilerden haber kaynağını açıklamasını istedi. Operasyon öncesinde ve sırasında yaşananları dokuz soru-yanıtla özetledik:
1- Barış Terkoğlu neden tutuklandı?
Terkoğlu, Güvenlik Şube Müdürlüğü polisleri tarafından 4 Mart’ta, sabahın erken saatlerde evinden gözaltına alındı. Gözaltı kararı uzunca bir süre Terkoğlu’na ve avukatlarına gösterilmedi. Başsavcı vekili Hasan Yılmaz’ın sözlü talimatı olduğu belirtildi. Gözaltına alınana kadar soruşturmayla ilgili ifadesinin alınması için savcılığa çağrılmamıştı. Terkoğlu, emniyette tutulurken Sabah gazetesi haberi şöyle duyurdu:
‘Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı’ şeklindeki skandal haberinin ardından gözaltına alındığı iddia edildi.
Terkoğlu, gözaltındayken haberde imzası bulunan, Manisa’daki muhabir Hülya Kılınç da gözaltına alındı ve İstanbul’a getirildi. Terkoğlu ve Kılınç aynı gün saat 20:30’da adliyeye sevk edildi. Savcı Yakup Ali Kahveci, haberin etki gücünü Terkoğlu’na suç olarak yönelti. İki gazeteci, 5 Mart’ta, saat 03:30’da İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından MİT Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla kaçacağı ve delilleri karartacağı şüphesiyle tutuklandı. Her ikisinin de evinde materyallerine el konmamış, herhangi bir delil toplama işlemi yapılmamıştı.
Terkoğlu’nun tutukluluğuna dün itiraz edildi. İtirazla ilgili kararı Sulh Ceza Hâkimliği verecek.
2- İktidar yanlısı medya mensupları bu olayla ilgili ne dedi?
Haberin yayınlandığı 3 Mart’ta, Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, Twitter hesabından bunun ‘ajanlık faaliyeti’ olduğunu ileri süren paylaşımları duyurdu. Bunlarda, MİT ve savcılığın harekete geçmek için neyi beklediği soruluyordu. Terkoğlu, gözaltına alınmadan üç saat önce Star gazetesi yazarı Ersoy Dede operasyonun sinyalini verdi. Dede, Twitter hesabından “Yarın Oda Tv’ye soruşturma açıldığında, birileri Çıkıp ‘basın hürriyeti, haber alma özgürlüğü’ falan diye ortalığı ayağa kaldıracak” diye yazdı.
Terkoğlu gözaltındayken AKP’li eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu ve Beyaz TV Genel Yayın Koordinatörü Osman Gökçek, Twitter hesabından “Barış Terkoğlu ve ODATV ÇETESİ devletimize karşı yaptığı ihanetin hesabını hukuk karşısında vermeli” şeklindeki mesajı paylaştı. Gökçek, Odatv’nin polis şiddetine ilişkin yayınladığı bazı haberlerden oluşan bir seçki hazırladı ve bunlarla polisi hedef aldığını savundu. Çoğu Gezi Parkı eylemleri sırasında yaşanan polis şiddeti örneklerini konu alan haberlerdi.
Küçük, Terkoğlu aleyhine birçok paylaşımda bulundu. Gazeteci Soner Yalçın’ı da hedef göstererek, “Soner Yalçın her zamanki gibi korkup nereye saklandı acaba? İki Barış piyondur. İşin esas faili Soner’dir” dedi.
3- Siyasiler operasyon öncesinde ve sonrasında ne dedi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 26 Şubat’ta Azerbaycan’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. O gün Beyaz TV Haber Müdürü Murat Erçin de soru sordu. Soru şöyleydi:
“Osman Kavala’nın skandal bir kararla tahliyesi ve ardından başka bir soruşturma kapsamında yeniden gözaltına alınmasıyla başlayan süreci başa götürecek olursak; şu an itibariyle Kavala’yı aklamaya çalışan ve canhıraş savunan bir medya grubu var Odatv internet sitesi ve sahibi Soner Yalçın. Odatv, Gezi sürecinde kalkışmanın önemli medya ayaklarından biriydi. Darbe girişimine basın yoluyla destek veren Odatv ‘katil devlet’ ve ‘katil polis’ gibi manşetler attı. Ancak iddianamede bunların hiçbiri yer almadı. Bu konuyla ilgili ne dersiniz?”
Erdoğan, Odatv ve Soner Yalçın ile ilgili bir açıklama yapmadı. Bunun yerine Gezi Parkı eylemleriyle ilgili her zaman söylediği şeyleri tekrarladı. Odatv ile ilgili suskunluğunu da dün bozdu. Rusya’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Odatv soruşturmasıyla ilgili ise “Bu faaliyetler hakkında çok fazla şey düşünmeme gerek yok. Zaten yargı gerekli adımları attı. Gelişmeleri biz de yakından takip ediyoruz” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç’ın tutuklanmasından sonra, “Devlet sırrı denilen bir şey vardır. Bu Almanya’da da böyle. Hadi yapsınlar böyle bir haberi Almanya’da” dedi.
4- Suçlama konusu haber ne anlatıyordu?
Terkoğlu gözaltındayken Twitter’da iktidar yanlısı gazeteciler suçlama konusu haberin yayında olduğunu belirterek, ‘gereğinin yapılmasını’ istedi. Savcılık sorgusu sırasında İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği habere erişim engeli getirdi. Haberde MİT ajanı olan askerin 19 Şubat’ta Manisa Akhisar’da ‘sessiz sedasız ve törensiz bir şekilde’ defnedildiği yazıyordu. Haberde, askerin doğum ve ölüm tarihinin yazılı olduğu bir vesikalık fotoğrafı ve cenazeden fotoğraflar da kullanılmıştı. Askerin soyadı da kodlanarak yazılmıştı.
Haberi yapan muhabir Hülya Kılınç, sorguda askerin fotoğrafına sosyal medyadan ulaştığını, kendisinin yalnızca mezarlıkta fotoğraf çektiğini söyledi. İnternette, arama motorunda askerin fotoğrafıyla araştırma yapıldığında aynı görselin 23 Şubat’ta ruhunaelfatiha.com isimli internet sitesinde yayınlandığı görülüyor.
İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ, 25 Şubat’ta TBMM’de yaptığı basın açıklamasında hayatını kaybeden askerlerin ismini açıklamış, MİT mensubu olduklarını söylemişti. Hülya Kılınç da askerin MİT mensubu olduğunu Özdağ’ın açıklamasıyla öğrendiğini anlattı.
5- Gazetecilere yöneltilen suçlama ne? Ne kadar hapsi öngörüyor?
Gazetecilere Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 27. Maddesinde düzenlenen MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini ifşa etme suçlaması yöneltildi. Avukatlara göre, bu suçlamayla dava açılsa dahi, bu dava Asliye Ceza Mahkemeleri nezdinde görülür, yargılama sonunda hüküm verilirse bunun infazı sekiz aydan fazla olmaz.
6- Barış Pehlivan neden tutuklandı?
Hülya Kılınç, ifadesinde haberi Barış Pehlivan’a yolladığını, Barış Terkoğlu’nu tanımadığını söyledi. Savcılık ertesi gün Pehlivan’ı ifadesinin alınması için adliyeye çağırdı. Pehlivan, dün saat 10:00’da İstanbul Adliyesi’ne giderek savcıya ifade verdi. Tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilen Pehlivan, Terkoğlu ve Kılınç’ın kararının bir kopyasıyla tutuklandı. Pehlivan kendi isteğiyle adliyeye gitmesine karşın tutuklama sebeplerinden biri kaçma şüphesiydi.
7- Operasyonda başka gazetecilerin ismi geçiyor mu?
Evet. Terkoğlu ve Pehlivan’dan sonra Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel ile Yeni Yaşam gazetesinin yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser de savcılığa çağrıldı. Ağırel, Erdoğan’ın 22 Şubat’taki “Birkaç şehidimiz var” açıklaması üzerine Twitter hesabından askerlerle ilgili paylaşımda bulunmuş, ardından hesap ele geçirilip paylaşımlar silinmişti. Çelik ve Keser’in yöneticisi olduğu gazetede de paylaşımlara dayandırılan bir haber yayınlanmıştı. Üçü de ifadeleri alındıktan sonra tutuklama talebiyle hâkimliğe sevk edildi. Burada sorgulandıktan sonra ifadeye bizzat çağrı üzerine gitmeleri ve sabit ikametgâh sahibi olmalarından dolayı serbest bırakıldılar. Gazetecilerin yurtdışına çıkışları yasaklandı, haftada iki gün karakola imza vermeleri şart koşuldu.
8- Odatv internet sitesi neden kapatıldı?
Odatv’de yayınlanan habere erişim engeli getirilince haberin linki kaldırıldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu buna karşın dün siteye idari tedbir kararıyla erişim engeli getirdi. Sitenin yayına açılması için itirazlarda bulunuldu.
9- Hülya Kılınç, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan hangi cezaevinde?
Barış Terkoğlu, önce Metris Cezaevi’ne gönderildi. Burada bir gün tutulan Terkoğlu, ertesi gün dokuz yıl önce kaldığı Silivri Cezaevi’ne nakledildi. Hülya Kılınç da Silivri Cezaevi’ne kondu. Pehlivan ise dün tutuklandıktan sonra Silivri Cezaevi’ne götürüldü.