CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve gazeteci Hülya Kılınç, Libya’daki operasyonda yaşamını yitiren MİT görevlisinin Manisa’daki cenaze töreniyle ilgili haberi gerekçe gösterilerek tutuklandı.
Gazetecileri sorgulayan savcılar, Odatv’de önceki gün yayınlanan ‘Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı’ başlıklı haberin hangi amaçla yapıldığını sordu, ‘haberin etki gücü’ nedeniyle gazetecileri suçladı.
Terkoğlu, dün sabah saatlerinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz’ın talimatıyla gözaltına alındı.
Gözaltı kararı ne Terkoğlu’na ne de avukatlarına gösterildi.
Terkoğlu, emniyetteyken haberde imzası bulunan gazeteci Hülya Kılınç hakkında da gözaltı kararı olduğu öğrenildi.
Kılınç, Manisa’dan İstanbul’a getirildi. Terkoğlu da bu sırada Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Gazeteciler burada savcılar tarafından sorgulandı.
Habere erişim engellendi
Terkoğlu, saat 21.00 civarı ifade vermek için savcının odasındayken İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, suçlama konusu yapılan habere erişimin engellemesi kararı verdi.
Gazeteciler yaklaşık bir buçuk saat boyunca sorgulandı. İfadeler tamamlandıktan bir saat sonra savcılık, gazetecileri tutuklanması talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti.
İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorgu saat 2.30 civarında tamamlandı. Hakim Umut Kasım, kararı saat 3.00 civarı açıkladı.
Kararda, haberin başlığı ve içeriği tutuklama gerekçesi olarak sayıldı. Haberdeki bilgilerin MİT görevlisinin ailesinin hayatını tehlikeye düşürebileceği, istihbarat faaliyetlerinin aksaması ihtimali bulunduğu öne sürüldü. Gazetecilerin kaçma ihtimalinin bulunduğunu iddia eden hakim, delillerin karartılması şüphesi bulunduğunu da ekledi.
Ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 22 Şubat’ta İzmir’de yaptığı konuşmada “Libya’da birkaç tane şehidimiz var” demişti. Açıklamadan sonra Yeniçağ gazetesi yazarları Murat Ağırel ve Batuhan Çolak konuyla ilgili ellerindeki bilgileri kamuoyuyla paylaşmıştı. Bunun üzerine gazetecilerin Twitter ve e-posta hesapları şüpheli şekilde ele geçirilmiş, hayatını kaybeden görevliyle ilgili paylaşımlar silinmişti.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, 25 Şubat’ta TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Erdoğan’ın ifadelerini eleştirerek, Libya’da yaşamını yitiren iki görevlinin isimlerini vermiş ve ikisinin de MİT’e bağlı olduğunu açıklamıştı.
Odatv de dün Libya’da yaşamını yitiren görevlilerden birinin cenazesinin sessiz sedasız kaldırıldığını duyurmuştu. Haberde daha önce açıklanmasına karşın görevlinin soyismi kodlanarak yazılmıştı.
Suçlamayı Sabah duyurdu
Terkoğlu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında ve suçlamadan habersizken Sabah gazetesi gözaltı kararının ‘Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı’ haberine dayandığını yazdı.
Sabah gazetesine göre Odatv’de yayınlanan haberle kanunun 27’nci maddesinde düzenlenen hükmü ihlal edildi.
Hüküm şöyle: “MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir.”
MİT TIR’ları kararı
Anayasa Mahkemesi, aynı hükme dayanan başka bir soruşturmada, mühimmat taşıyan MİT TIR’larına ilişkin haberleri gerekçe gösterilerek gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasıyla ilgili 25 Şubat 2016’da hak ihlali kararı vermişti. Karar, daha önce alenileşen bir fotoğrafın devlet sırrı sayılamayacağına işaret ediyordu. Kararda, mühimmata ilişkin fotoğrafın daha önce başka bir gazetede yayınlandığı ve internetten kolayca ulaşabilir durumda olduğu belirtilerek aleniyetin gazetecilerin haberlerinden önce sağlandığı aktarılmıştı.
Ergenekon’dan tutuklanmıştı
Terkoğlu, 14 Şubat 2011’de Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv’de yapılan arama sonrasında gözaltına alınmış ve 19 ay tutuklu kalmıştı. Bu davada tutuklama kararı veren hakimler, geçtiğimiz günlerde Yargıtay’da ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından yargılanmaya başladı.